Nicht lieferbar
Devletin ne zaman, nasil ve daha da önemlisi nicin ortaya ciktigi bitmeyen bir tartisma konusu. Genellikle dünyainsanlik tarihinin kronolojik olarak ele alindigi literatürde, temelleri 18-19. yüzyilda atilan AvrupaBati-merkezci paradigmanin disina da pek cikilamiyor. Öyle ki, bir yerden sonra radikal elestiriler bile aslinda kendi uygarliklarinin daha önce ya da daha iyi yol kat ettigini gösterme cabasina dönüsüyor. Oysa insanlik tarihi aslinda evrensel sorunlara verilen yerel yanitlardan ibaret. Ve her bir yanit da yasam ve üretim bicimine kosut gelistirilen güvenlik ve üretim araclarinin sahipligi cercevesinde sekillenmis. Ortak ya da benzer cikarlari olanlar ic ve dis dinamikler arasi itip cekmelere göre farkli ölcek ve niteliklerde örgütlenme birim ve bicimleri kurulmus. Yeni kosullara daha iyi adapte olanlar yükselirken, eski kosullarin ürünü olanlarsa zamanla dagilmis. Dolayisiyla, tüm ilgili degiskenlerin birlikte sekillendirdigi bicimsel farkliliklar bir yana, özü itibariyle farkli -ve dolayisiyla daha üstün ya da asagi- herhangi bir uygarlik oldugunu söylemek zor. Nihayetinde göcer avci-toplayici, ciftci yerlesik ve kandas yari-göcer gibi baslica yasam ve üretim bicimlerine göre sekillenip cöken tipolojik örgütlenme bicim ve birimleri söz konusu. Bu calismada ilksel örnekleri üzerinden ele alinacagi gibi...