Ece Ayhan, farkli söylesilerinde, ortaögrenim siralarinda yazmaya basladigini; ilk siirinin, lisede teksir ederek cikardiklari dergide yayimlandigini ama hangi siir oldugunu bilemedigini; 1956ya kadar, zarfa koyup pulu yapistirip siirlerini dergilere gönderdigini; ilk kez bir dergide, Türk Dilinde yayimlanan iki siirin kendisinde bulunmadigini, adlarini da hatirlamadigini dile getirir ve ekler Kisaca 1956 sonlarina kadar ortada yokum, her anlamda yokum... 1949da yazdigi dört siir Gecen Zamanlardan, Yeni, Düsünüs, Dönüsten, arkadaslariyla teksir ederek cikardiklari Yeni adli dergide yayimlanan Lambali Kadina, Türk Dilinde yayimlanan Üc Gencin Kalbi ve Islaktan 1955te nedense hic sözünü etmedigi Secilmis Hikayeler Dergisinde yayimlanan Vedalardan Birindeye uzanan yüzü askin siir Ece Ayhanin geride biraktigi karakutudan ses veriyor. Yarim yüzyili askin bir gecmisin izini sürerek Ece Ayhanin ortada olmadigi döneme ait siirlerini ilk kez gün yüzüne cikaran bu calisma Ece Ayhanin benzersiz siirini yaratma serüvenine isik tutuyor.
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.