Hume, Avrupanin eski, köhnelesmis politik ve din kurumlarina karsi bilimsel ve felsefi bilgide ilerlemenin tiranlarin ve yobazlarin sonunu getirecegine inanilan Aydinlanma caginda yazdi. Ahlakin Ilkeleri Üzerine Bir Sorusturma, insani toplumsal yasami bütünüyle seküler bir yönde resmetti. Humeun vurgusu, ahlakin insan yasamindaki yararliligini, kabul edilebilirligini ve uygunlugunu göstermek üzerineydi. Tadi cikarilabilir bir yasamin tüm insanlar tarafindan kazanilmaya calisildigi ve herkesin erisimine acik oldugu yönündeki teminati, Calvin ve Kalvincilerin yasam görüslerine dogrudan karsitti. Insan dogasinin gücsüzlügüne ve bozulmusluguna gönderme yapmasina karsi Hume, kendi yasamlarimizi ve diger insanlarin yasamlarini mutlu birer yasam kilmada kendi yolumuzu izleyebilecegimizi belirtiyordu. Icsel ve dissal yasamlarin ayri oldugunu, dissal yasamin ahlak alanina ve bu dünyadaki islere, icsel yasaminsa dine ait oldugunu söyleyen Calvine karsi Hume, böyle bir ikiligin yapilamayacagini, insan yasaminin ic ve dis yönlerinin ahlakta birlestirildigini iddia etti. Ahlak sadece disa dönük davranislarimizla ilgili bir mesele degildi. Cicero gibi pagan ahlakcilar hakliydi Erdemler ve kötülüklerkusurlar tam da icsel yasamin unsurlariydi ve en dolaysiz bir bicimde onayladigimiz ya da onaylamadigimiz seylerdi. Daha baska, daha yüksek bir onay mercii yoktu ve bu da bizi ancak ve sadece ahlak alaninda eylemlerimizi dogru ya da yanlis olarak degerlendirmeye götürüyordu.
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.