12,99 €
inkl. MwSt.

Versandfertig in über 4 Wochen
  • Broschiertes Buch

Osmanli Imparatorlugunun son dönemlerinde filizlenmeye baslayan Türkiye-ABD iliskileri NATO ile beraber dönüsüp Kore Savasinda Mehmetcigin yazdigi destanla geliserek Türk-Amerikan ittifakina; sadece askeri alanda degil, egitim basta olmak üzere, yönetim, bankacilik, üniversiteler, teknik ve idari uzmanlar vb. derin iliskiler agina dönüsmüstür. 1820den günümüze Evanjelist misyonerlerin Türkiyedeki faaliyetleri anlasilmadan, Evanjelist RearmamentManevi Cihazlanma Cemiyeti üzerinden tohumlari ekilen cemaat-tarikat iliskileri arastirilmadan Yesil Kusak projesi bunun bir uzantisidir, FETÖ ve…mehr

Produktbeschreibung
Osmanli Imparatorlugunun son dönemlerinde filizlenmeye baslayan Türkiye-ABD iliskileri NATO ile beraber dönüsüp Kore Savasinda Mehmetcigin yazdigi destanla geliserek Türk-Amerikan ittifakina; sadece askeri alanda degil, egitim basta olmak üzere, yönetim, bankacilik, üniversiteler, teknik ve idari uzmanlar vb. derin iliskiler agina dönüsmüstür. 1820den günümüze Evanjelist misyonerlerin Türkiyedeki faaliyetleri anlasilmadan, Evanjelist RearmamentManevi Cihazlanma Cemiyeti üzerinden tohumlari ekilen cemaat-tarikat iliskileri arastirilmadan Yesil Kusak projesi bunun bir uzantisidir, FETÖ ve benzeri yapilanmalar bunun ürünüdür, Amerikan Baris Gönüllülerinin ülkemizdeki faaliyetleri ve sonraki siyasi, toplumsal, askeri gelismelerin sebep-sonuc iliskileri analiz edilmeden PKK ve terör de bunun icindedir, 1978 Washington Mutabakati, 12 Eylül 1980 Kenan Evren darbesi ve 24 Ocak 1980 kararlari sonrasinda Türkiyedeki Sivil Toplum Kuruluslari NGO vakiflar sarmalindaki Sivil Örümcegin Agi ile gelisen seküler-dini-etnik istikrarsizligin sebep-sonuc iliskileri cözümlenmeden bunlarin hepsi Türk milletinde beka tartismasini gündeme getirmistir Türk Amerikan iliskileri saglam bir zemine oturtulamaz. Hadisenin ABD tarafindan bakildiginda ise Amerikanin Türkiyeye yönelik Yumusak Güc Seferberligi dini ve seküler veya yönetim disi ya da yönetim ici kurumlari ile karsilasiyoruz. Bu politika ise dogrudan ABDnin Belirlenmis Kader politikasi ile örtüsen teolojik kökenli bir reel-politik. Belirlenmis Kader, ABDnin ekonomik-siyasi-dini formatli varolus politikasinin temelidir. Nihai gaye Eski Kudüsün Tanri Imparatorlugu kuruluncaya kadar Yeni Kudüs misyonunu sürdürmektir. Bu politikanin sinirlari bütün dünyadir. Bu sebeple teleokratik olup Tevrat-Incil -Kabala irrasyonalizmi ile reel politiktir. Bunlar ve benzeri ütopik teleokratilerde nihayetinde apokaliptik cennet ve Tarihin Sonu gayesi vardir. Tüm bu tespitler isiginda elinizdeki kitap Türkiyenin bu acmazdaki bicilmis rolünden kurtulus recetesinin ne olmasi gerektigine dair analitik bir cözümlemedir.