Nicht lieferbar
Sehpanin üzerinde duran cantaya bakti. Icinden disari sarkan kablolara takildi gözü. O kablolarin bagli oldugu düzenek zamani geldiginde kendi de dahil kim bilir kac masumun sonu olacakti. Sonraki güne yapacak isleri, gidecek yerleri, arayacak sevdikleri ve umutlari olan birileri beklemedikleri bir anda acimasizca kopartilacaklardi hayattan. Insan ne kadar gözü kara, atti mi mangalda kül birakmiyor görünse de is iliskilere, maddeyi gecip ruha ulasmaya geldiginde hepsi iflah olmaz korkaklar olup cikiveriyorlardi. Dislanmaktan, reddedilmekten, hata yapmaktan, digerlerinin deneyimlerinden, gecmisten veya gelecekten cekinen, ürkek birer cocuk haline bürünürlerdi. Yolunda gidiyordu isler ama Orhanin sabirsizligina ve heyecanina karsin daha yavas davrandigini düsündügü Eda sikiyordu canini. Belki de agirligindan cok umarsizligi kizdiriyordu Orhani. Evet, o kayitsiz tavirlari sinirlerini bozuyordu. Tam ayriminda degildi durumunun ama kadina karsi yok yere celallenmesi, öfke ile bilgisayarini kapatip baska islere dalmasi bilincaltinda bekledigi ilgiyi görememesindendi aslinda.