Cocuklugumuzdan animsadigimiz korku sahneleri vardir. Ya bir kitapta okuyup gözümüzde canlandirmis ya da bir filmde seyredip zihnimize kazimisizdir. Bizi etkilemistir; karanlik korkumuzu, yalnizlik korkumuzu besleyip büyütmüstür. Yillar sonra da animsariz Belki tek karelik patlayip sönen bir flas; belki keskin tiz bir ciglik olarak katilir gündelik yasamimiza. Dolunay geceleri, kurt adam disleri, vampir gözleri malzeme olusturur kabuslarimiza. Yine de cok tanidik degildir bu korku. Kurgusunda, tinisinda, renginde, kokusunda, sesinde, nefesinde bir yabancilik, bir uzaklik vardir. Benligimize katmayiz, iliklerimize islemez, kücümseyebiliriz onu; hatta dalga gecebiliriz bu korkuyla. Cünkü bizden degildir; yolumuza cikmayacaktir, basimiza gelmeyecektir 7 yil önce, 6 genc yazarimiz, bastigimiz topraklarda, soludugumuz havada, bildigimiz mekanlarda yasanan, anlatilan öyküleri yaziya dökmeye karar verirler ve ANADOLU KORKU ÖYKÜLERI cikar ortaya. Anadolu topraklari, fisildadigi binlerce söylenceyle malzeme verir yetenekli kalemlere. Maden o kadar verimlidir ki tek kitap yetmez korkuyu barindirmaya; ikinci kitap cikagelir 2013te.
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.