Sehir, sokaklarda sürünenler, köprü altinda yatanlar, arsalarda, oyuklarda, kovuklarda tüneyenler... binlerce bicare, binlerce sefille doluydu. Bu tiklim tiklim sehrin tek insanlari, yalniz insanlari nereye giderler, onu kimse bilmezdi. Vasfi, tip fakültesinde okurken mahallesindeki Zeynep adli kiza asik olur. Gözü Zeynepin askindan baska bir sey görmeyen Vasfi, Zeynepin büyük amcasiyla evlenmesinin ardindan yikilir. Zeynepe toz kondurmayan Vasfi, bir gün kuzeninin Zeynepin foyasini ortaya cikarmak icin kumpas kurdugunu ögrenince, Zeynep icin hic tereddütsüz, düsünmeden kuzenini öldürür. Uzun yillar süren hapis hayatindan sonra Vasfi, yeniden hürriyetine kavusur ve insanlar arasinda kendine bir yer bulmaya calisir. Tutunacak hicbir seyi olmayan Vasfinin artik ne parasi ne kalacak bir yeri ne de kimsesi vardir. Vasfiye ait tek yer sokaklardir... Suat Dervisin 1957 yilinda Fransada yayimlanan ilk Türk romani olma özelligi tasiyan ve Türkiyede Zeynep Icin adiyla yayimlanan romani Ankara Mahpusu ismiyle Türkiyede ilk kez 1968 yilinda yayimlanir. 18 dile de cevrilen bu eserinde Suat Dervis, bir ask icin hürriyetinden vazgecen Vasfi üzerinden umudun, özgürlügün öyküsünü kaleme alir. Ayrica yikilan bir imparatorlugun yerine kurulan yeni bir sistem icinde kendine yer bulamayan insanlarin hikayesinin düsündürücü portresini de cizer Suat Dervis. Yazar, diger eserlerinden farkli olarak ilk kez bu eseriyle umuda ve mutluluga göz kirpar.
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.