Hazza acilan kapilar, aralik ayinin son cuma gününden aylar önce aralanmisti. Karar verilmis ve esik asilmisti. Maddi haz ayricaligi gemisi, tepeden tirnaga arzuyla tutkuyla kusanmis yolcularini, kimseler duymadan, kimseler bir seyler sezinlemeden, sessiz ve sakince son limana biraktiginda, aylardan subatti. Kimisi gassal, kimisi gassalin önünde mevta olmaya gönüllü yolcular, Arzu Okulunun hazza acilan kapilarindan birer ikiser gecebilirdi artik. Onlar da hayir demediler. Ya Ögrenciler... Onlar, baslari dara düstügünde en umulmaz dertlere bile care bulurlardi. Uykusuz kalirlar, sinirlari zorlayan hayallere, ucu bucagi kestirilemeyen düslere yelken acarlar ama er gec bulurlardi, hem de neler neler... Zeka; onlarin calistikca keskinlesen, kildan ince kilictan keskin sermayesiydi. Hele hele kolektif bir isleyisin parcasina dönüstükce, öngörülemez yaraticiliklarin ve cözümlerin sinir tanimaz kaynagiydi. Yerine göre de birilerinin korkulu rüyasi olup cikiveren sorunlarin, fikirlerin, eylemlerin... Lakin yönetenlerin de bunlara karsi kendilerine göre yöntemleri ve araclari vardi. Bazen ellerinde kirbaclar olurdu, bazen de kutsal kitaplar... Bazen oksarlardi, bazen döver, söver, hakaretler, küfürler savururlardi. Bazen böler, parcalar, uygun gördükleri gibi yeniden birlestirirlerdi. Diledikleri kivama gelebilsinler, diledikleri bicimi verebilsinler, diledikleri kaliba sokabilsinler diye... En özel, en gizli, en mahrem yerlerine dokunuldugunda bile seslerini cikaramasinlar, hatta bunun mesru ve zorunlu oldugunu düsünebilsinler diye... Egitim, niye yapilirdi ki zaten Hele de Arzu Okulunda...
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.