Herkesi öldüremezlerdi tabii, diyor Bay Barbatnik. Bunu biliyordum. Geride birileri kalmaliydi; tek bir kisi bile olsa. Ben de kendime, iste bu kisi ben olacagim, dedim. Beni yolladiklari kömür madeninde onlar icin calistim. Polonyalilarla birlikte. Genctim, güclüydüm. Maden benimmis, babamdan miras kalmis gibi calistim. Kendime, yapmak istedigim isin bu oldugunu söylüyordum. Bu isi cocugum icin yaptigimi söylüyordum. Sirf aksama kadar dayanabileyim, sag kalabileyim diye, her gün kendime farkli bir sey söylüyordum. Ve bu sekilde sag kaldim. Ansizin Ruslar dört bir yandan, hizla gelmeye baslayinca, Almanlar bizi toplayip sabahin ücünde yola düzdüler. Günlerce, günlerce, günlerce yürüdük, sonunda günleri saymayi biraktim. Bu böylece sürüp gitti, insanlar her yanda yere yigildi; kendime yine, eger tek bir kisi sag kalacaksa, bu ben olacagim dedim. Ama artik bir sekilde anlamistim Gittigimiz hedefe varsam bile, oraya vardigimizda, konvoydan geriye kalanlari vuracaklarini anlamistim. Bunun üzerine, Tanri bilir nereye dogru, bir an durup dinlenmeksizin, haftalardir, haftalardir süren yürüyüsten kactim. Ormanda saklandim, geceleri ortaya ciktim, Alman ciftciler beni doyurdu. Evet, dogru söylüyorum, diyor, mum isiginda neredeyse bir kürek kadar genis, bir kol demiri kadar da agir görünen, iri eline bakarak; o elin icinde Clairein kemikleri ve bogumlari narin, ince, düzgün parmaklari var. Almanlar tek tek fena insanlar degiller. Ama üc Almani bir odaya koydun mu, bu canim dünyaya veda edebilirsin. Philip Roth
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.