8,49 €
inkl. MwSt.

Versandfertig in über 4 Wochen
  • Broschiertes Buch

...Adam hicbir sey söyleyemedi uzunca bir süre. Yürüdüler mutluluga dogru. Neden sonra elleri birlesti kendiliginden. Ates gibiydiler. Binbir Kilisenin küf kokan sokaklarinda gezinirken, saclarindaki rüzgarin fotografini cekti adam. Inanilmaz bir fotograf olmustu. Rüzgarin dagittigi saclari, Binbir Kilisede gecmis ve gelecek bütün asklarin kokularini tasiyordu sanki. Ikisi de artik bulutlari yol tutmuslar, sira disi bir askin kollarina kendilerini atmislardi. Artik sarmas dolastilar. Ne zaman bir tenha görseler, elleri sanki ebediyen bir daha ayrilmayacakmis gibi birlesiyordu. Sira disi hatta…mehr

Produktbeschreibung
...Adam hicbir sey söyleyemedi uzunca bir süre. Yürüdüler mutluluga dogru. Neden sonra elleri birlesti kendiliginden. Ates gibiydiler. Binbir Kilisenin küf kokan sokaklarinda gezinirken, saclarindaki rüzgarin fotografini cekti adam. Inanilmaz bir fotograf olmustu. Rüzgarin dagittigi saclari, Binbir Kilisede gecmis ve gelecek bütün asklarin kokularini tasiyordu sanki. Ikisi de artik bulutlari yol tutmuslar, sira disi bir askin kollarina kendilerini atmislardi. Artik sarmas dolastilar. Ne zaman bir tenha görseler, elleri sanki ebediyen bir daha ayrilmayacakmis gibi birlesiyordu. Sira disi hatta yasa disi bir askti onlarin ki. Yasak bir askin tadi vardi damaklarinda. Gelecekleri yoktu, biliyorlardi ama, kendilerini de alamiyorlardi. Aska sinir yoktu. Aska yasak yoktu. Biliyorlardi ki ask, yasa disilikti. Ve onlar hep yasa disi olarak kalacaklardi... Adam, yalnizligina biraz daha sokuldu. Biraz daha yaslandi. Kendisine yaslanabiliyordu ancak. Yaslanabilecegi baska kimsesi hic olmamisti hayatta. Bir basinaydi. Ama biliyordu ki, asla yalniz degildi, yüregi vardi, düsünceleri vardi. Kendisini, bir basina dünyaya bir tekme atabilecek kadar güclü hissediyordu. Oysa o yoktu. O olsaydi, baska mi olurdu acaba diye durdu bir an. Sonra dogruldu, ay isiklarinin puslu yalnizliklarina gizlenmis romantik asiklarin gölgelerini aradi cevresinde... Yoktular, yanilmisti. Tipki, kendi hayatinda yasadigi büyük yanilgilar gibi bostu cevresi... Bu hayatta kim neyi hak ediyordu ki Yazgilarimizin boynumuza dayattigi hayatin, o kahrolasi aci gercekleriyle yüzlesmekten baska ne yapiyorduk ki Ne yapiyorduk ki; cogu zaman gercek adina yasami katletmekten baska Kizin söyledikleri takiliyordu aklina; bak diyordu adama, gercek bu hangi gercek, hangi gercek diye haykiriyordu adam ic dünyasinda. Ask gercek degil miydi Bulutlarin üstünde yasadiklari ask, gercek degil miydi Kim kimi kandiriyordu. Onlari, artik adam bütün insanlari karsisina almisti ve kendisinden baskasini artik onlar diye nitelendiriyordu. Cünkü, artik aralarina duvarlar örüyordu. Kendini onlardan sürekli kaciriyor, kendini onlardan soyutluyordu. Kesin kararliydi; onlari dünyasina sokmayacakti. Cünkü, onlarin gercek dünyasi aslinda sahte bir dünyadan ibaretti. Tek gercek vardi bu hayatta, o da; adamin icindeki dünyaydi.. Adam, nice zamandir söylemek istedigi ama, genc kizin cok önceden bildigi bir gercegi... Gercek neydi ki bu dünyada Dünyada gercek dediklerimizin bir gün hayale dönüstügü gercegini herkes görmezden geliyordu. Bu insanlar hep böyleydiler. Kendilerini var sayiyorlar, asil var olanin toprak oldugunu görmüyorlardi. Nice insan gelip gecmis ama, toprak hep var olmustu. Doga hep vardi; insanlar olmadan önce bile. Insanlar garip bir tutumla elleriyle topragi avucluyorlar, sahipleniyorlardi. Bilmiyorlardi ki, dünya insana ait degildir, insan dünyaya aittir. Var olan evrendi. Bizler evrende bir kum tanesi bile degilken, kendimizi var saymanin garip dürtüsüyle kendimize takvimler yapip, ömürler biciyorduk. Oysa, doganin zaman diye bir kavrami yoktu. Ve son sözü doga söylüyordu. Bunu gördügümüzde cok sey kacirdigimizin farkina variyorduk ama, ne yazik ki cok sey bitmis oluyordu. Telefona öylesine sariliyorlardi ki... Sanki birbirlerinin ellerini tutarmiscasina... Ikisi de gözlerini kapadi. Duyduklari; yagmurun sesiydi ve hayatin... Artik tek bir vücut gibiydiler. Hatta yagan yagmurda onlar vardi. Üsüyen bir kelebek gibi yürekleri atiyordu heyecanla. Biliyor musun dedi genc erkek, su an duygularimi bir kayik yapip, yanina o kayikla gelmek isterdim. Sokaklardan akan yagmur sulari, her tarafa hücum ediyordu. Kayigin kürekleri duygularim olsun dedi kadin. Zaten yürekleri bir kayik gibiydi. Akip gidiyordu. Mesafelerin hic önemi kalmamisti. Biliyorlardi ki; yürekleri karsi karsiyaydi.
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.