Anlatmanin tam zamaniydi; o kadar sustuktan sonra, baska konularda konusarak örttügü suskunlugunu bozmak icin zaman idealdi, ona hissettirdigim güvenin, cesaretin ya da tam tersi korkunun etkisiyle, kim bilir belki de damla kendini tamamlamis, damlamak istiyordu artik. Farkli zaman dilimlerinde yasananlar arasindaki derin baglar irdeleniyor bu öykülerde. Sözgelimi Cumhuriyetin ilk yillarinda bireylerin yasadigi heyecan, Denizlerin asilmasi ya da günümüzde yasanan büyük travmalar, bazen de beklenmedik karsilasmalar birbirini takip ediyor. Karakterler kimi zaman gecmisin yüküyle bas etmeye calisiyor, kimi zaman yazarak yasadiklarina anlam vermeye ugrasiyor, kimi zaman da telafisi olmayan acilara katlanmaya, hatta zifir karanliga bakmaya zorlaniyor. Böylece üst üste gelen ya da halka halka genisleyerek simdide yankilanan, asla yitip gitmeyen zamanin izi sürülüyor. Fadime Uslu, hafiflik ve agirlik, yasam ve ölüm, gecmis ve bugün, yabani doga ve kent yasantisi gibi karsitliklarla ördügü öykülerinde zamanin müzigini yakalama ugrasinda. Bununla birlikte kitlelere asilanan korkuya inatla direnen, gercegin pesindeki insanlari anlatmaktan asla geri durmuyor. Ay Eskir Gün Isirkendeki öyküler -ve öykü icindeki öyküler- cok katmanli anlatimi ve alabildigine duyarli yaklasimiyla öne cikiyor.
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.