Tarih yaziciligi olmazsa devlet ve siyaset adamlari icin her sey mubah hale gelir. Tarih yoksa vicdan da yoktur. Gercek vicdan, bir cocugun kalbinde saklidir. Babam ve Bende Aydin Menderesin iktidarla ve darbeyle yüzlestigi anlara dair yasanmis tanikliklar bulacaksiniz. Menderes, bu anlari 1950lerin Türkiyesindeki gündelik hayatin izlerine sürerek anlattigi icin kitap uzun bir roman özelligi de tasiyor. Türkiyenin demokrasi ve demokratiklesme hikayesi hüzünlüdür... Her denemede oyuncagini kaybeden bir cocuk ortaya cikar. Menderes bize bu cocugu anlatiyor biraz da. Aydin Menderesin anlattiklarinda, essiz bir babayi kaybeden bir oglun derin hüznü var. Ayni zamanda bu hüznü tevekkülle tasiyan bir annenin celiklesmis iradesinin serancami... Ve hepsinden önemlisi, demokrasi virajinda bir kadinin ve cocuklarinin trajedisinin kelimelere dökülmüs tanikligi... Bununla birlikte, Türk siyasetinde iktidara kavusmayi, gerdege girecek damatlarin heyecaniyla arzulayan bircok insanin hikayesini de gene bu kitapta bulacaksiniz. 27 Mayisa gülenleri ve aglayanlari Aydin Menderes ile bir daha hatirlayacaksiniz. Aydin Menderesin gözünden Celal Bayari, Ismet Inönüyü, Süleyman Demireli, Sadettin Bilgici, Fatin Rüstü Zorluyu ve Adnan Menderesi okuyacaksiniz. Türk demokrasi tarihini anlamak isteyenler icin bu kitap, tarihe tanikligi kacirilmamasi gereken bir belge niteligini tasiyor.
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.