29,99 €
inkl. MwSt.
Versandkostenfrei*
Versandfertig in über 4 Wochen
  • Broschiertes Buch

Her insan; duygularini, düsüncelerini, tasarimlarini, sezgilerini, görüslerini disa vurmak ister. Disa vurulamamis bilincli bir düsünce ve duyguyu, bilincaltina yerlestirmek zorunda kalinirsa, duygu ve düsüncelerimizin bütününden olusan ic dünyamiz sikintili bir ruh haline sahip olacaktir. Bu gerceklik insanin akil ve vicdan sahibi olmasinin getirdiklerinden yalnizca birisidir. Durum bu olmakla birlikte, insan ve toplum merkezli düsüncenin baslaticisi Sofistler ve Sokratestir. Onlardan önce felsefe yalnizca doga ve fiziksel dünyanin ardinda oldugunu düsündükleri ana ilke üzerinde…mehr

Produktbeschreibung
Her insan; duygularini, düsüncelerini, tasarimlarini, sezgilerini, görüslerini disa vurmak ister. Disa vurulamamis bilincli bir düsünce ve duyguyu, bilincaltina yerlestirmek zorunda kalinirsa, duygu ve düsüncelerimizin bütününden olusan ic dünyamiz sikintili bir ruh haline sahip olacaktir. Bu gerceklik insanin akil ve vicdan sahibi olmasinin getirdiklerinden yalnizca birisidir. Durum bu olmakla birlikte, insan ve toplum merkezli düsüncenin baslaticisi Sofistler ve Sokratestir. Onlardan önce felsefe yalnizca doga ve fiziksel dünyanin ardinda oldugunu düsündükleri ana ilke üzerinde düsünmüslerdir. Oysa Sokrates ve Sofistler insan ve insan yasaminin sorunlari üzerine düsünme gelenegini baslatmislardir. Baska bir deyisle felsefeyi insanla bulusturmuslardir. Onlarin izinden giden bir yazarin eseri olarak bu kitap, yazmaya karar verip de, sadece bu kitaba ayrilmis üc ay ya da bes ay gibi bir kesit icinde yogunlasilarak ortaya cikartilmis degildir. Yillar icinde yazilmis ve biriktirilmis düsünce yazilarimin bazilarinin bir araya getirilmesiyle olusturulmus bir kitaptir. Kisaca söylemek gerekirse, bazi konularda gecmisi uzun yillara dayanan gözlem ve okumalarimdan cikardigim sonuclari özenle bir araya getirip, derli toplu bir düsünce cercevesinde okurlarimla paylasmayi amacladim. Zira düsüncenin gercek ve kalici eylemi yazmaktir. Yazmak olmayinca düsünmek cok sey ifade etmez diye düsündüm. Bütün insanlarda bir dogrulama yanliligi, baska bir deyisle dogrulanma arzusunu besleyen görüs ve düsüncelere iltimas tanima zaafi vardir. Bu zaaf yüzünden aslinda sacma sapan olduguna dair bizim de kusku duydugumuz karar, islem, düsünce veya davranisimizi destekleyen insanlara karsi sempati duyariz. Iste bu sempati gercekleri görmemizi engelleyen bir perdeye dönüsür. Buna gercek katarakti da diyebiliriz. Baska bir sekilde ifade etmeye calisirsak, dogrulanma arzumuzu besleyen görüs ve düsüncelere iltimas tanima zaafimiz, göz bebegimizin arkasinda bulunan ve görmeyi saglayan dogal göz merceginin saydamligini kaybederek matlasmasina ve dolayisiyla dünyayi görüsümüzün bugulanmis bir camin arkasindan bakiyormuscasina bozulmasina yol acar. Gerceklik kataraktinda gercekligi algilama yetimizi zaafa ugratmaya dogal göz mercegimizin saydamligini kaybetmesine neden olan sey etrafimizdaki cikarcilarin sirf göze girmek vb. gibi cikarlari yüzünden bizi pohpohlamalaridir. Bu durumdan kurtulmak icin yapilmasi gereken tek sey, kücük de olsa bir operasyondur. Cünkü kataraktin ilacla tedavisi yoktur. Tek tedavisi cerrahidir. Gerceklik kataraktinda bu cerrahi müdahaleye denk düsen care ise, etrafimizdaki cikarcilardan uzak kalmak, onlari etrafimizdan kovmaktir. Bunu basararak ayni zamanda temelde hep tutarli kalmis olan düsünce evrimim icinde edindigim bilgiler ve yasam tecrübelerim isiginda, insan düsüncesini, eylemlerini, ufkunu ve bakisini bicimlendiren kavramlarla yazin dünyasinda ben de varim demenin hazzi bir baska oluyor. Bu kitap bana bu hazzi yasatti. Bu haz öyle bir hazdir ki, cok yogun okumalarin, düsüncelerin, ic gözlemlerin hizla ucustugu bir zihin atmosferi icinden bir eser meydana getirmenin tarifsiz mutlulugudur. Bu mutlulugun ne kadar büyük bir cosku dogurdugunu, ögrendikleri karsisinda düsüncelerini ve ic sesini susturmakta zorlanan insanlar cok daha iyi anlayacaklardir. Öyle insanlar cok iyi bilirler ki, söze ve yaziya dönüsmeyen düsünce, düsünce degildir. Bu duygu ve düsünceler icerisinde gercegi arayisimin bir ürünü olarak bu kitapta, toplumsal hayatin her alanina sinmis olan hazir düsünce ve davranis kaliplari ile düsünce alaninda ilerlenebilecegi yanilgisindan uzaklasilarak berrak, olabildigince acik ve iyi niyetli bir üslupla yazilmis düsünceler bulunmakta ve ayri ayri yollara yönelmis düsünceler nesnel olarak degerlendirilmeye calisilmistir. Bunu yaparken, düsünce ve davranislarini radikal ve keskin ötekilestirmelerin gölgesinde bicimlendirmek yanilgisina da düsülmemek icin azami gayret gösterilmistir.