Hatirlamanin icinde her zaman korkunc kabuslar vardir... Ilk romanini Bilecik Vapur Iskelesine tam cepheden bakan ama onu görmeyen bir hastanede aciyor ödüllü yazar Bora Abdo. Roman türünün tüm imkanlariyla, öykülerinden asina oldugumuz o büyülü anlatimiyla bu kez ülkemizin en kücük sehirlerinden biri Bilecikin merkezine denizi getiriveriyor. Haliyle baskahramani da kendisi dogmadan önce ölen agabeyinin adini alan, ikame cocukluktan cikamamis, yoksul, genc bir cimaci Müsfik. Ismini bir kader gibi paylastiklari dedeleri Müsfik ise mahzene kapatilmis bir aklievvel. Birbirine kabuslarla bagli karakterler dinmek bilmeyen yagmurun altinda, cigdeci kusunun sahitliginde, tuhaf bir cinayetin etrafinda birbirlerine aglar örüyorlar. Ikame bir sehir Bileciki Istanbul yapamadigi gibi Müsfiki de agabeyi Müsfik yapamayan kaderin vurdugu, cogu yalniz ve yoksul karakterlerin bir vapura binip de toplu bir cildirisa dogru gidislerini hüzünle izliyoruz. Bir balik bogulmasi bu. Cirkinlik caginin unutma ayini. Tatli sudan tuzlu suya gectiklerinde baliklar, bogulmadan önce vurgun yemis gibi zihinleri bulanir. Bu süre boyunca asla bir sey yemezler, o an var olduklari sudan kacmayi hic mi hic istemezler. Sonra da ölürler.
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.