11,99 €
inkl. MwSt.

Versandfertig in über 4 Wochen
  • Broschiertes Buch

1915te Karadeniz kiyisinda yasayan bir Ermeni ailesinin eski aile Incili, iki kardes Anahid ile Hrantin kacarken yanlarina alabildikleri tek seydir. Yüz yil sonra Yerevanda, kitap restoratörü Helene bir Incil emanet edilir. Kitabin sayfalarindan birinin kenarina biri Hrant uyanmak bilmiyor cümlesini karalamistir. Bu eski kitabin sirlariyla birlikte, sürgün olmanin, kaybolmanin, kusaklar sonra bile yankilanmaya devam eden bir acinin hikayesinin de izini süren Helen, Karadeniz kiyisina ve Araratin öte yakasina dogru bir yolculuga cikar. Bana evimizi anlat, Anahid. Anahid bayramlari anlatti,…mehr

Produktbeschreibung
1915te Karadeniz kiyisinda yasayan bir Ermeni ailesinin eski aile Incili, iki kardes Anahid ile Hrantin kacarken yanlarina alabildikleri tek seydir. Yüz yil sonra Yerevanda, kitap restoratörü Helene bir Incil emanet edilir. Kitabin sayfalarindan birinin kenarina biri Hrant uyanmak bilmiyor cümlesini karalamistir. Bu eski kitabin sirlariyla birlikte, sürgün olmanin, kaybolmanin, kusaklar sonra bile yankilanmaya devam eden bir acinin hikayesinin de izini süren Helen, Karadeniz kiyisina ve Araratin öte yakasina dogru bir yolculuga cikar. Bana evimizi anlat, Anahid. Anahid bayramlari anlatti, Ermeni alfabesinin dogumunu kutladiklari yortuyu... Hrant susuyor, sessizce ve öfkeyle ve alnindaki o kirisiklikla düsünüyordu. Topu topu yedi yil vardi hatirlamasi gereken. Cok sonra, yaslandiklarinda, bir sürü yili hatirlamasi gerekecekti. Ama neyi hatirlayacaklardi Düsünceleri hatirlayacak miydi Anahid Abovyan. Petrosyan. Mazavyan. Soyadim aniden fonetik bir toplulugun parcasi oluvermisti sanki. Ben ki o zamana kadar soyadimi üstüme oturmayan bir elbise, yemek yerken bile cikarmadigim yamuk bir sapka gibi tasimistim. Kitap sirlarini yaprak yaprak acarken, okudukca büyüleniyorsunuz. Ilk bakista göremediginiz kadar cok sey iceren bir mücevher kutusu bu kitap. Cornelia Geissler, Frankfurter Rundschau Cok zekice kurgulanmis bu dokunakli romanin hem trajik hem de mutlu bir sonu var, cünkü hem gercekligin hem de kurgunun hakki verilmis. Richard Kämmerlings, Die Welt