Dinlerin ve ideolojilerin asagiladigi, kirli, ahlaksiz gördügü yipranabilir, sakatlanabilir, yaralanabilir ve ölebilir bedenden kurtulma düsüncesi, yalnizca bedenle ruhu birbirinden ayiran felsefenin ve teolojinin degil, bütün insanligin kafasini kurcalayan bir ütopya ve hayal konusu olmustur. Günümüzde ise bilimin ve teknolojinin eristigi düzey, hem protezler ve simülasyonlar hem de her türden sanatsal performans yoluyla bedeni deforme etmeyi, kullanim disi birakmayi, hatta bedenden tümüyle kurtulmayi mümkün kiliyor. Peki, gelinen bu nokta insanligimiz acisindan olumlu, sevindirici bir gelisme midir, yoksa aslinda bir bütün olan bedensel-ruhsal yapimizi sakatlayan, bizi insanliktan cikartan bir sürec midir Iste bu temel sorunun pesinden giden David Le Breton Bedene Vedada, dövme, piercing, estetik cerrahi gibi en siradan deformasyonlardan body-art ve beden performanslarina, bilisim teknolojilerinin sundugu imkanlardan siber-cinsellik, tüp bebek yöntemleri ve protezlere dek cesitli örnekleri sürükleyici bir dille ve kismen distopik bir bakis acisiyla ele alarak bizi insanligimiza yeniden sahip cikmaya davet ediyor. Yürümeye Övgü, Acinin Antropolojisi, Ten ve Iz gibi önemli calismalarinin ardindan David Le Breton, bireyin sahip oldugu beden cografyasinda kendi duygu ve düsünceleriyle gezindigi, kusurlu veyahut eksik de olsa onun imkanlarini kullandigi mevcut realitenin karsisina, bedensiz yasama özlem fenomenini koyuyor.
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.