13,99 €
inkl. MwSt.

Versandfertig in über 4 Wochen
  • Broschiertes Buch

Lazca Anadilimiz yüregimizin bir kösesinde kalakaldi Laz yazar Selma Kocivanin, Guroni ar Lazi Oxorca Bedia Xala Yürekli Bir Laz Kadini Bedia Hala adli yeni kitabi, Kaldirac Yayinlari tarafindan, 2012 Temmuz ayinda, Istanbulda, LazcaTürkce iki dilli olarak yayinlandi. Bedia Xala canli tarih anlatimi tarzinda önemli bir kitaptir. Lazca alfabe ile yazilmis olmasi bu kitabin önemini bir kat daha artiriyor. Türkcesi 120, Lazcasi 125 sayfa olan kitabin sonuna 21 sayfa icinde toplam 41 siyah beyaz fotograf eklenmistir. Bu fotograflar, okuyuculara Bedia Halanin varoldugu, yasadigi Lazonada, Hopada,…mehr

Produktbeschreibung
Lazca Anadilimiz yüregimizin bir kösesinde kalakaldi Laz yazar Selma Kocivanin, Guroni ar Lazi Oxorca Bedia Xala Yürekli Bir Laz Kadini Bedia Hala adli yeni kitabi, Kaldirac Yayinlari tarafindan, 2012 Temmuz ayinda, Istanbulda, LazcaTürkce iki dilli olarak yayinlandi. Bedia Xala canli tarih anlatimi tarzinda önemli bir kitaptir. Lazca alfabe ile yazilmis olmasi bu kitabin önemini bir kat daha artiriyor. Türkcesi 120, Lazcasi 125 sayfa olan kitabin sonuna 21 sayfa icinde toplam 41 siyah beyaz fotograf eklenmistir. Bu fotograflar, okuyuculara Bedia Halanin varoldugu, yasadigi Lazonada, Hopada, Abu Islah Köyünde son yüzyil icinde meydana gelmis ilginc gelismeleri izleme ve bugün ile karsilastirma imkani vermektedir. Selma Kociva, Hopali Bedia Kücükalinin uzun, macerali, renkli, zengin hayatini bire bir, canli tarih anlatimi tarzinda kaleme almis. Kitapta kurgulama, öykülestirme yok. Yazar, Bedia Kücükali ve aile cevresindeki insanlarla konusmalarin yerini, zamanini, konusma sartlarini acik acik belirterek, anlatilanlarin gercek bir hayat hikayesi oldugunu; kitabin icinde uydurma, hayal ürünü bilgilerin bulunmadigini gösteriyor. Bu nedenle, yazar gerceklere bagli kalma ilkesiyle, Bedia Halanin farkli zamanlarda, farkli yerlerdeki anlatimlarinda varolan tekrarlamalari cekinmeden, aynen kaleme almis. Asimilasyoncu resmi devlet politikalarinin özellikle 1960 sonrasinda nasil sistemli, bilincli, sürekli uygulandigini; Lazcanin göz göre göre nasil soldurulup, unutturuldugunu; zengin Laz kültürünün nasil kücümsenip coraklastirildigini anlamak icin bu kitabi okumak gerekir. Devlet 1930larda, 1940larda, Lazistanda, anadili Lazca olan ilkokul cocuklarinin okullarda Lazca konusmalarini yasaklamisti. Bu yasaklar, 1960 sonrasinda baslatilan, Vatandas Türkce konus kampanyasiyla daha da artmis ve sistemlesmisti. Bircok Laz aile de, Cocuklarimizin gelecegi tehlikeye girmesin, cocuklarimizin kültürel kimlikleri konusmalarindan belli olmasin, gibi kaygilar ve düsüncelerle cocuklarina Lazca konusmayi yasaklamisti. Bedia Kücükali, kendi ailesinden, kendi cocuklugundan örnekler vererek Lazcanin nasil solduruldugunu, Lazlarin nasil asimile edilerek Türklestirildiklerini acik acik anlatiyor ve icindeki acilari Lazca Anadilimiz yüregimizin bir kösesinde kalakaldi cümlesiyle dile getiriyor. Lazca, Lazona ya da Lazistan denilen cografi bölgede 3000 yildan beri, tüm zorluklara, asimile etme politikalarina ragmen konusulmus, konusulmakta olan Kafkas dillerinden biridir. Lazcanin alfabesi son yüz yilda meydana getirilmistir. Türkiyede Laz Alfabesi yaratma calismalari, 1970lerden itibaren Fahri Kahraman Lazoglu tarafindan baslatimlisti. Bu calismalar, Lazebura Calisma Grubu tarafindan sonuclandirildi ve 1984 yilinda Lazuri Alfabe Parpali dizisinde yayinlandi. Lazuri Alfabe, Lazcanin ve Laz kültürünün yasamasi acisindan cok önemli bir adimdi. Bu ilk adimlarla yavas yavas yürünerek günümüzde Lazca roman, öykü, siir ve ani kitaplarinin yayinlanmasi asamasina varildi. Bedia Xala, bu cabalarin güzel ürünlerinden biridir. Bedia Kücükali, 1929 yilinda, Sarp sinir kapisina yarim saat uzakliktaki Azlaga Köyünde dünyaya gelmis. Ailenin 5. cocugu. Babasi Osman, o yillarda Vonada Ordu yatili ilkögretim okulunda memurmus. Hayatini ilme ve irfana vermis. Cocuklarini okutmus ve onlara okuma sevgisini vermis. Bedia Kücükali, dogdugundan bu yana gecmis olan 83 uzun yilin olaylarini bazen ayrintilara girerek anlatiyor. Bu ayrintilar, Lazonayi ve Lazlarin toplumsal hayatini anlamak bakiminda önemli anilardir. Bu ayrintilardan bazilari sunlar Laz kültürel geleneginde Laz cocuklari dedelerine baba, ninelerine anne diye hitap ediyor, kendi anne ve babalarina ise isimleriyle sesleniyorlarmis. O zamanlarda Rizeliler Lazlari sevmezmis. Lazlar calma ve dilenmeyi hic bilmezlermis. Lazlar küfür etmezlermis. Eger inekleri baskasinin bagina bahcesine girip zarar vermislerse kadinlar ineklere beddua ederlermis. 1960 öncesi dönemlerde Lazlar arasinda büyük kavgalar olmazmis. Küsler baristirilmis. Elestiriler manilerle yapilirmis. Son 20-30 yil öncesine kadar Lazlar arasinda ölünün arkasindan agit yakma gelenegi varmis. Osmanli döneminde, 20. yüzyilin baslarinda Azlaga köyünde Rüstiye Mektebi varmis. Bu mektebi köylüler kendi aralarinda topladiklari parayla yaptirmislar. Sinirlar kapatilmadan önce Lazlar Batuma, Rusyaya gidip calisiyor, Rus kültüründen etkileniyorlarmis. Bedia Kücükalinin 1895 dogumlu babasi da Azlaga Rüstiyesini bitirdikten sonra Rusyaya gitmis. Batum Ingiliz Baskonsoloslugunda ise girmis. Rusca ögrenmis. 1920de Azlagaya geri dönmüs. Bedia Xala adli bu kitapta, Lazonadaki halklar hakkinda da bilgiler veriliyor. Lazonada Hemsinliler, Gürcüler, Cerkesler, Abhazar, Rizeliler, Karadenizli Rumlar ve Kürtler hakkinda bilgiler veriliyor. Insan iliskileri, kültürel ve sosyal hayata iliskin anilarin, canli tanikliklarin yaninda, Lazonanin bitki örtüsü, meyve cesitleri, üretim bicimleri hakkinda da somut gözlemler var. Bedia Xala, Karadenizin bogazini sikan, Lazistanin ruhunu ve canini kurutan Karadeniz sahil yolu hakkinda da sunlari söylüyor Eski resimlere bakinca, anilarda kalani bulamiyorum. Simdiki Karadenize, tas ve toprak ile doldurulan sahil yoluna ne zaman baksam, yüregimde derin bir aci duyarim. Eski resimlerden hayatimizda kalanlardan bilirsiniz, nasil bir Karadeniz kiyiboyumuz vardi ve bir zamanlar nasil bir Lazistanda dolasirdik. Böyle bir torak, böyle bir deniz biraktigimiz icin, ben torunlarimdan utanc duyarim. Ey gidi Lazlarin kentleri Ey gidi güzellikleri ve bereketi ile basimiz dik yasadigimiz günler Simdi toprak ile deniz arasina hapishane duvarlari gibi bir yol ördüler Karatopragin ve Karadenizin, Lazistanin ruhunu ve canini kurttular Bilmiyorlar, gün gelir, dereler tasar, Karadenizin güclü dalgalari, denizle aramiza örülmüs bu duvarlari götürür gider Yüregi kara olan zatlarin eliyle yapilan bu yollar, Karadenizin aydinlik dallalariyla yok olur gider Ben isterim ki, yarinlara, insanliga güzellikler, iyilikler kalsin ve bu güzellikler unutulmasin
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.