12,99 €
inkl. MwSt.

Versandfertig in über 4 Wochen
  • Broschiertes Buch

Türk edebiyatinin büyük ustalarinin cevirdigi Simenon romanlarindan olusan dizinin ücüncü kitabi 1952 tarihli La mort de Belle, Türkceye Bilge Karasu tarafindan Bellanin Ölümü adiyla 1981 yilinda kazandirildi. Simenonun Amerika yillarinda kaleme aldigi roman, yazarin sürekli olarak isledigi orta sinif yasam bicimi izlegini bu kez Amerikan orta sinifina kaydirarak ele alir. Orta sinifa mensup birinin, masumiyetini ispat etmek icin ortaya koydugu performansa odaklanan roman, giderek bir simgeye dönüsen Bellanin ölümüyle birlikte, orta sinifa özgü ahlak yapisinin nasil cürümeye yüz tuttugunu,…mehr

Produktbeschreibung
Türk edebiyatinin büyük ustalarinin cevirdigi Simenon romanlarindan olusan dizinin ücüncü kitabi 1952 tarihli La mort de Belle, Türkceye Bilge Karasu tarafindan Bellanin Ölümü adiyla 1981 yilinda kazandirildi. Simenonun Amerika yillarinda kaleme aldigi roman, yazarin sürekli olarak isledigi orta sinif yasam bicimi izlegini bu kez Amerikan orta sinifina kaydirarak ele alir. Orta sinifa mensup birinin, masumiyetini ispat etmek icin ortaya koydugu performansa odaklanan roman, giderek bir simgeye dönüsen Bellanin ölümüyle birlikte, orta sinifa özgü ahlak yapisinin nasil cürümeye yüz tuttugunu, iliskilerin nasil bir yabancilasmayla cercevelendigini, sinifsal bilesenlerin nasil da kolayca eriyebilecegini büyük bir ustalikla dile getirir. Nabokov anlatilarinin tekinsizligini, kara roman özelliklerini, Hitchcock filmlerinin gerilimini barindiran Bellanin Ölümünün kahramani Spencer, durumunu baskalarinin gözünden görmeye, kendine onlarin baktigi yerden bakmaya basladikca, neyle suclandigini bilmeden düstügü mahkemede kendini savunmak zorunda kalan Joseph K.ya benzemeye baslar, ötekilerin bakisi altinda kendi imgesinin farklilasmaya basladigini hisseder, masumiyetini kanitlama cabasi, yavas yavas varolussal bir sorgulamaya dönüsür. Eserlerinde Türkcenin olanaklarini genisleten, yeni sözcükler bulup cikartmayi seven Bilge Karasunun bu tavrini sürdürerek cevirdigi roman, yazarin belli basli izleklerini, kendi yapitinda sikca karsimiza cikan görme bicimlerini ve bunlarin bireyin iradesiyle olan iliskisini de yansitmaktadir. Bellanin ölümünün merkezi bir imgeye dönüsmesi, Spencerin cinayetle sahneye cikan yasami ve neredeyse anlatinin sifir noktasi gibi alinabilecek olay sonrasinda görme ve görülmeyi, zihnindeki düsünceler araciligiyla bir cagrisim mekanina dönüstürmesi, Karasunun metinlerini, özellikle de Gece ve Kilavuzu animsatir