Günümüzde bilim ve teknoloji alanindaki gelismeler, sosyal yasamimizi hizla degistirmektedir. Bilgi ve teknoloji çagi olarak da nitelendirdigimiz 2000'li yillar, degisimin her alanda hizla ilerleyisini tüm dünyaya kanitlamistir. Küresel boyutlarda yasanan degisim, her alanda oldugu gibi egitim ve ögretim alaninda da yenilikler getirmeye baslamistir. Bu yüzden son yillarda ögrenme alanina daha çok önem verilmeye baslanmistir. Ögrenme, büyüme ve vücutta degisik etkilerle olusan geçici degisimlere atfedilmeyecek, yasanti sonucunda davranista ya da potansiyel davranista meydana gelen nispeten kalici izli degisme seklinde tanimlanabilir. Ögrenme ile ilgili olarak yapilan diger bir tanim ise tekrar ya da yasanti yolu ile organizmanin davranislarinda meydana gelen oldukça kalici degisiklikler olarak ifade edilmektedir. Ögrenmenin tam olarak meydana gelebilmesi için dört ilkeden söz edilebilir. Bu dört ilkeyi; yüksek düzeyde düsünme, derin bilgi, etkilesim, dis dünya ile iliskilendirme seklinde siralayabiliriz