9,49 €
inkl. MwSt.

Versandfertig in über 4 Wochen
  • Broschiertes Buch

Ölümsüz günler onlar, bir hicle beslenen; Zaman disi güvercinler, ucma bilmeyen; Uzay ötesi ovalar, ayak degmemis; Baska bir mevsim, baska bir dal, baska yemis. Tadimlik Siirin Asinmaz Zamani Oktay Rifat, adini 40li yillarin basinda Orhan Veli Kanik ve Melih Cevdet Andayla birlikte yayimladiklari Garip kitabindaki siirlerle duyurmustu. O da arkadaslari gibi ölcü ve uyaktan vazgecemeyen o dönem siir anlayisinin kurallarindan ve kisitlamalarindan uzaklasarak siir dilini gereksiz süslerden arindirmak istiyordu. Siirde gündelik dilin esnekliginden yararlanarak siradan insanlarin yasayisina,…mehr

Produktbeschreibung
Ölümsüz günler onlar, bir hicle beslenen; Zaman disi güvercinler, ucma bilmeyen; Uzay ötesi ovalar, ayak degmemis; Baska bir mevsim, baska bir dal, baska yemis. Tadimlik Siirin Asinmaz Zamani Oktay Rifat, adini 40li yillarin basinda Orhan Veli Kanik ve Melih Cevdet Andayla birlikte yayimladiklari Garip kitabindaki siirlerle duyurmustu. O da arkadaslari gibi ölcü ve uyaktan vazgecemeyen o dönem siir anlayisinin kurallarindan ve kisitlamalarindan uzaklasarak siir dilini gereksiz süslerden arindirmak istiyordu. Siirde gündelik dilin esnekliginden yararlanarak siradan insanlarin yasayisina, sevincine, doga karsisindaki hayranliga ve saskinliga yer verilerek ele alinan konularda da köklü bir degisikligin saglanabilecegine inaniyordu. Garipten sonra yayimlanan Yasayip Ölmek Ask ve Avarelik Üstüne Siirlerde bu anlayisin basarili örneklerini veren Oktay Rifat istedigi zaman kisisel yaraticiligindan ödün vermeden ölcülü uyakli geleneksel siirin de bir ustasi oldugunu gösterdi. Garip siirinin akilci, mizah yani agir basan özelliklerinin yani sira onun duygusal yasantiyi da elden birakmayan yaklasimi lirizmin onun siirinde her zaman önemli bir yer tutacaginin göstergesiydi. Gene ilk dönem kitaplari arasinda sayabilecegimiz Asagi Yukari ve Karga ile Tilki kitaplarindaki siirlerinin en belirgin özelliklerinden biri, icinde yasadigi dünyanin insanlari ve nesneleriyle sanki onlarla birdenbire karsilasmiscasina bu yasantiyi bir cocugun sevinciyle dile getirmesiydi. Böylece yakindan tanidigi Bogazicinin degisik semtleri, kenar mahalle insanlarinin dogal yasayislari bir yandan, bu sinirli dünyanin disinda insanligin yasadigi savas yillarinin cesitli yikimlari öbür yandan, onun siyasal bilincinin de haksizliklara karsi direnisinin, özgürlüge duydugu özlemin sözcülügünü etmesine yol acmisti. Oktay Rifat bu ilk kitaplarinda sasirtici anlatim özelliklerini giderek daha özgürce kullanarak yergici ve alayci tutumunu yeni imgelerle zenginlestirirken yogun bir lirizme ulasmanin yollarini da aramaktan vazgecmedi. Percemli Sokak 1956 ve sik Merdiveni 1958 kitaplarindaki siirleriyle yeni bir döneme giren Oktay Rifat bu siirlerdeki sasirtici imgeleriyle gerceklige yepyeni bir acidan, nerdeyse bir cicekdürbününden bakar gibi bakmayi deniyordu. Bu deneyinde, birbiriyle ilgisi olmayan nesnelerin ve imgelerin yan yana gelmesinin soyut resim ya da atonal müzik gibi bir etki yarattigini göremeyen bircok elestirmen ve okur onu anlamsiz bir siire yönelmekle sucladi. Oysa Oktay Rifat hem Percemli Sokakin basinda Ahmete adli ithaf siirinde onu gelecegin gelismis bir bireyi olarak selamliyor, hem de bu kitabin kisa önsözünde acikladigi gibi, kelimelerin konusma dilindeki düzeninde yaptigi degisiklikle birbirine yabanci sanilan kelimelerin karsilikli isiginda gercegin unuttugumuz yüzüyle karsimiza cikacagina inaniyordu. Gecen zaman onun bu konuda ne kadar hakli oldugunu acikca gösterdi. Artik kimse bu iki kitaptaki siirleri anlamsiz siir örnekleri olarak tanimlamiyor. 1966da yayimlanan Elleri Var Özgürlügün kitabiyla Oktay Rifatin sairliginin en parlak dönemine girdigini söyleyebiliriz. Bu kitaptan sonra gelen Siirler 1969, Yeni Siirler 1973, Cobanil Siirler 1976, Bir Cigara Icimi 1979, Elifli 1980, Denize Dogru Konusma 1982, Dilsiz ve Ciplak 1984ve Koca Bir Yaz 1987 kitaplarinda onun cocuklugunun evcil bir cenneti olan Istanbulun Bogaz köylerinden, gürültücü sokak saticilarindan, kent yasayisinin hayhuyundan kirsal bir dünyaya, dogaya ve dogalliga yöneldigini görüyoruz. Bu siirlerde hayatin bütünselligi ve ayrinti zenginligi yirminci yüzyilda pek az sairde rastlanan bir yüksek üslupla yansitilmistir da diyebiliriz. Bu son döneminde Oktay Rifat ufkun ötesine bakarak var olmanin gizlerini okuruyla paylasan cömert bir bilge gibidir. Adalet, özgürlük, zamanin gecisi onun hala önem verdigi konulardir. Ama ilk siirlerinin delifisek nesesi yerini filozofca bir gülümsemeye birakmistir. Siradan insanlar, evcil nesneler gene vardir bu siirlerde, ama nerdeyse evrensellik ya da eskimezlik boyutu kazanmis anlamli ayrintilar olarak cikarlar karsimiza. Oktay Rifat Zaman ve Uzay icinde insanin yazgisini uzak gecmisinden günümüze bu genis zamanda yasamiscasina ve sözünü ettigi kisiler ve nesnelerle özdesleserek gözden gecirir. Bu siirlerin cogunun mekani tümüyle evren, bütün dogal varliklar da degisik kiliklarda sahneye cikan oyunculardir mevsimleri, günün degisik saatlerini canlandiran; günesin, ayin, yildizlarin, denizlerin, daglarin, ovalarin, rüzgarin, bulutlarin, yagmurun diliyle konusan oyuncular. Agamemnon, Fatih Sultan Mehmet, Yavuz Sultan Selim, Kanuni Sultan Süleyman ve daha nice ilginc oyun kisisi boy gösterir Oktay Rifatin evrensel sahnesinde. Zaman zaman cansiz varliklar da katilir bu oyuncularin arasina. Padisah saraylarindan maden iscilerinin mahallelerine, issiz Bogaz iskelelerinden Anadolunun dag köylerine kadar uzanan degisik oyun alanlarinda karsimiza cikan bu varliklar Oktay Rifat siirinin dramatik dokusunu olustururlar. Son dönem siirlerinde genel olarak insanin Zaman ve Uzay icinde yasadiklari büyük bir ayrinti zenginligiyle ve carpici imgelerle gözler önüne serilirken her seyin gecici olusu, Zamanin yikiciligi, insanin ölümlülügü Oktay Rifatin trajik duyarligini daha da belirginlestirir. Sairin ilk dönem siirlerine göre bu son dönem siirlerini karamsarliga yönelik köklü bir bunalimin sonucu olarak yorumlayan elestirmenler de olmustur. Gercekten de bu siirlerin yazildigi 70li, 80li yillarda dünyanin ve Türkiyenin gecirdigi siyasal sarsintilar, sairin yakin cevresinden bircok dostunun ugradigi haksizliklar, tutuklanmalar ve ölümler kuskusuz onu da derinden etkilemistir. Ancak Oktay Rifat da kendinden önceki büyük sanatcilarin cogu gibi, son cözümlemede, hayatin olumlu ve olumsuz yanlari arasinda bir denge kurmayi, böylece hayatla uzlasmayi ve barismayi basarmistir. Bu kitapta Oktay Rifatin ilk siirlerinden son dönem siirlerine kadar nasil bir gelisme ve olgunlasma gösterdigini kanitlayan pek cok örnek bulacaksini
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.