13,99 €
inkl. MwSt.

Versandfertig in über 4 Wochen
  • Broschiertes Buch

Naim Kandemir, Bir Cocugun Safligiyla adli kitabinda Samsundan baslayip metropole uzanan, oradan da ülkenin toplumsal mücadelesine acilan hayat yolculugundan kesitler anlatirken, büyümeye direnerek cocuk kalabilmek ve bunun icin mücadele etmek üzerine kurulu bir anlatiyla cikiyor okurun karsisina. Kitabi okudugunuzda, asil mücadelenin politik toplumsal olandan önce, cocukluk mücadelesi; yani cikara, iktidara ve sömürüye bulasmamak, cocukluk dünyasini korumak icin verilen mücadele oldugunu anliyorsunuz. Bu mücadeleyi kaybedip cocuklugunu yitirenlerin, ne kadar devrimci, kahraman ve önemli…mehr

Produktbeschreibung
Naim Kandemir, Bir Cocugun Safligiyla adli kitabinda Samsundan baslayip metropole uzanan, oradan da ülkenin toplumsal mücadelesine acilan hayat yolculugundan kesitler anlatirken, büyümeye direnerek cocuk kalabilmek ve bunun icin mücadele etmek üzerine kurulu bir anlatiyla cikiyor okurun karsisina. Kitabi okudugunuzda, asil mücadelenin politik toplumsal olandan önce, cocukluk mücadelesi; yani cikara, iktidara ve sömürüye bulasmamak, cocukluk dünyasini korumak icin verilen mücadele oldugunu anliyorsunuz. Bu mücadeleyi kaybedip cocuklugunu yitirenlerin, ne kadar devrimci, kahraman ve önemli kisiler sayilsalar da, aslinda sahici olmadiklarini, karsi olduklari her seyi kendi kisisel hayatlarinda yasattiklarini ve sonunda onlara benzestiklerini... Naim Kandemir, bizzat hayatin icinden süzülen ve yasanmisliklara dair öykülerinde baska bir yasamdan bahsediyor; emek üzerine kurulu, basta kendisiyle mücadele edip kendisini degistirmeyi öngören, büyüklenmeyi cahillik, büyümeyi kirlilik, insanlardan bir insan olmayi güzellik sayan, mücadelenin kendisi olmus bir yasamdan... Cocukluk insanin ana yurdudur. Ve tüm mücadeleler, öncelikle bu anayurdu kazanmak icin verilmelidir. Naim Kandemir, bir cocugun safligiyla yasayabilmek icin yeniden baslamaya davet ediyor. Gercekten hayati seven, her seye ragmen hayattan umudunu kesmeyen, hayata sadakatini sürdüren, yasama sevincini yitirmemis, iyilik ve umut duygusunu ruhunda söndürmemis insanlarin ihtiyac duyacagi öyküler bunlar. Yazar bize temiz, insancil, soylu, dürüst insanlarin hayatlarini insa etmek ve böyle bir topluma gidecek yolun önünü acmak icin bir cocugun safligiyla, bu kirli dünyada yeniden baslamak gerektigi cagrisini yapiyor. Bu cagri, bütün öykülerden cikan sonucun manifestosuna dönüsüyor. Bu öyküler sadece günlük hayatin psikopatolojisinin ortaya konulmasin degil, ayni zamanda bu patolojinin de dahil oldugu günlük yasamin bütününün devrimci bir aklin süzgecinden gecirilmisliginin de öyküleri oluyor.