21,99 €
inkl. MwSt.

Versandfertig in über 4 Wochen
  • Broschiertes Buch

Helinciğim, Kusura bakma, kaç gündür yazamadım sana. Öyle şeyler oldu ki, nereden başlasam anlatmaya bilemiyorum. Konu tahmin edeceğin gibi yine Öteki. Adını dahi söylerken kapıldığım öfke öyle büyük ki, bir an önce içimi boşaltmazsam bomba gibi patlayabilirim... Ben bu haldeyken ne oldu biliyor musun? Hani yavuz hırsız ev sahibini bastırırmış derler ya, Öteki de bunca olaydan sonra beni bastırmaya kalktı. Odamda oturmuş bilgisayardan gazete haberlerini okuyordum. Öteki sinirle kapıyı açıp içeri girdi. Önce hiç konuşmadı. Odada ben yokmuşum, adam değilmişim, onu izlemiyormuşum gibi davrandı.…mehr

Produktbeschreibung
Helinciğim, Kusura bakma, kaç gündür yazamadım sana. Öyle şeyler oldu ki, nereden başlasam anlatmaya bilemiyorum. Konu tahmin edeceğin gibi yine Öteki. Adını dahi söylerken kapıldığım öfke öyle büyük ki, bir an önce içimi boşaltmazsam bomba gibi patlayabilirim... Ben bu haldeyken ne oldu biliyor musun? Hani yavuz hırsız ev sahibini bastırırmış derler ya, Öteki de bunca olaydan sonra beni bastırmaya kalktı. Odamda oturmuş bilgisayardan gazete haberlerini okuyordum. Öteki sinirle kapıyı açıp içeri girdi. Önce hiç konuşmadı. Odada ben yokmuşum, adam değilmişim, onu izlemiyormuşum gibi davrandı. Sinirden dişlerini yiyor, iki duvarın arasında gidip geliyordu. Arada bir de, ayağının birini yere vurarak, -Olamaz, böyle bir şey mümkün değil, dediğini duyuyordum. Daha fazla dayanamadım. -Ne oldu sayın N? diye sordum. Lütfedip yüzüme baktı. Hatırlaya bildiğim kadarıyla aramızda şöyle bir diyalog başladı. Yüzüme kinle bakarken dedi ki: -Ne yapmak istiyorsun? Açık olalım. Lütfen sen de derdin neyse, neyin hıncını almak istiyorsan söyle? Her şeyi anlat bana. Gerçekten bıktım usandım. Yoruldum anlıyor musun? Geldiğim günden beri huzurum yok. Ne yapmaya çalışıyorsun? Beni delirtince başın göğe mi erecek? Söyle hadi! Sonuç olarak ne sen ne ben, babamızın işini yapmıyoruz. Devlet memuru olup aynı maaşı alıyoruz. Her konuda, her işte eşit haklara sahip değil miyiz? -Aksini mi söyledim? -Bakın sayın N, bana bir şey dediğiniz yok. Sorun da burada. Bir şey demiyorsunuz ama sürekli kin duyuyorsunuz. Nedir içinizdeki bu öfkenin kaynağı? Kendinizi yalnız mı hissediyorsunuz? Boşa kürek çektiğinizi mi düşünüyorsunuz? Sevmediğiniz mesleğe kölelik yapmaktan mı hoşlanmıyorsunuz, anlamıyorum ki. Benim de sorunlarım var. Size bir şey diyor muyum? Şu ana kadar sizin yüzünüzden mutsuz olduğumu dile getirdim mi hiç? -Sizin sorununuz ne biliyor musunuz? -Neymiş? Hadi söyleyin lütfen. -Yalan söylemek. Benim yüzümden mutsuz olduğunuzu söylemek için odama gelmediniz mi?
Autorenporträt
Rehber öğretmen Yusuf Solmaz, Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi, Eğitimde Psikolojik Hizmetler Bölümü mezunu. Okullarda psikolojik danışman olarak görev yaptı. Solmaz, 1963 yılında Türkiye'de doğdu. İlkokul ve liseyi Yozgat'ta tamamladı. Üniversite eğitimine 1983 yılında Ankara'da Eğitim Bilimleri Fakültesi'nde başladı. Fakültenin, önceki adı Eğitimde Psikolojik Hizmetler (EPH), şimdiki adı Psikolojik Danışman ve Rehberlik (PDR) olan bölümünden mezun oldu. Ülkenin değişik yerlerinde okul psikolojik danışmanı olarak görev yaptı. İlkokul, ortaokul, lise, anaokulu, rehberlik araştırma merkezi gibi kurumlarda, otuz yıla yakın okul psikoloğu olarak çalıştı. Askerliğini, öğretmensizlik nedeniyle açılamayan bir okulda, adı terörle anılan, çok sayıda öğretmenin ve sivilin terör kurbanı olduğu bir bölgede, asker öğretmen olarak yaptı. Küçük bir mezrada, birleştirilmiş bir sınıfta Türkçe bilmeyen öğrencilere, bir yıl kadar, okuma yazma eğitimi verdi. Bir grup arkadaşıyla, öğretmenlerin mesleki sorunlarını ele alan, demokratik ve laik eğitimi savunan bir derginin çıkarılmasında, basılmasında, dağıtılmasında, yaşatılmasında gönüllü olarak görev aldı. Yeni kurulan eğitim sendikasına kaydını yaptırdığında, öğretmenlerin sendikalara üye olması yasaktı. Darbeci generaller, eğitimcilerin, akademisyenlerin, memurların sendika üyesi olmasını istemiyordu. Yusuf Solmaz, buna benzer anti demokratik yasalara karşı çıktı. Meslek hayatı boyunca darba hukukunu değiştirmeyen, bu hukuk üzerinden ülke yöneten iktidarları protesto eden eylemlere katıldı. Kimi dergi ve gazetelerde yayımlanan yazılarından dolayı adı defalarca soruşturmalara konu oldu. Birçok kez düşüncelerinden, mesleki çalışmalarından ve sendikal faaliyetlerinden, katıldığı eylemlerden dolayı kurum amirleri tarafından disiplin cezası ile cezalandırıldı. İş hayatının önemli bir kısmı bu cezaları iptal ettirmeye çalışmakla geçti. Görev yaptığı okulların çoğunda yöneticilerin sistematik yıldırma girişimlerine maruz kaldı. Yüksek lisans yapmaya hak kazanınca tekrar Ankara'ya döndü. Mastır çalışmalarını, üniversitenin Güzel Sanatlar Eğitimi alanında sürdürdü. Farklı üniversitelerden sanat eğitimi, sanat eleştirisi, sanat psikolojisi, sanat tarihi, sanat ve yaratıcılık, sanat ve insan, sanat ve varoluş psikolojisi üzerine dersler aldı. Eşcinsel eğilimleri olduğu ileri sürülen ünlü yazar Sait Faik'in hayatını tez konusu olarak inceledi. Bu çalışma, tez danışmanının eşcinselik konusuna...