Ölümünden yillar sonra degeri kesfedilmis güclü bir sestir Kate Chopin. Cinsellik, toplumsal cinsiyet, sinif ve irk motifleriyle bezeli öyküleri, yasadigi dönemde genis bir kesim tarafindan rahatsiz edici, dehset verici, hatta ahlaksiz bulunur. Ancak yirminci yüzyilin ortalarindan itibaren feminist hareketin güclenmesiyle birlikte hak ettigi itibara kavusur. Hem sectigi üslup hem de isledigi konular bakimindan geleneklerden kopan Chopin, gercekci ve dogal bir yaklasim benimser. Öyle bir yazar ki öykülerini, onlari sirf okumakla kalmaz, ayni zamanda dinler, koklar, hissedersiniz. Icine hapsedildikleri sinirlari zorlayip yikma cüreti gösteren tutkulu kadinlari tasvir eder Chopin. Her birinin kendi istekleri, ihtiyaclari, arzulari ve cinsellikleri vardir. deta firtina olup eser, leylak olup mis kokulariyla acar, delismen bir nehir olup akar, gece olup karanligiyla sarar, gün olup rengarenk dogarlar. Gelenege, otoriteye, ataerkiye isyan eden bu güclü kadinlar kimi zaman ciddiye alinmaz, kimi zaman deli addedilir, kimi zamansa yasamin kiyisina sürüklenirler. Yine de tutkularinin pesini birakmadan hayal etmeye, konusmaya, eylemeye devam ederler. Chopinin satirlarindan tasip, günesin cagrisiyla solugunu ve kokusunu yeryüzünün ölümsüz yasamina dahil eden bir zambak misali yasamlarimiza dahil olurlar.Klasik Amerikan Edebiyatinin en güclü seslerinden biri olan Kate Chopin 1850-1904 yüze yakin hikaye ve roman kaleme aldi. Geleneksel sayilabilecek yasantisi, kocasi ve annesini kaybettikten sonra gecinmek icin hikayeler yazmaya baslamasiyla tümüyle degisti. Artik sadece bir kiz evlat, es ve anne degil, toplumun ona dayattigi sinirlari, yasantisi ve kalemiyle asmaya cüret eden özgür bir kadindi. Üstelik satirlarina toplumsal cinsiyet, irk, sinif ve cinsellik tartismalarini dökebilecek kadar da gözü pekti. Yapitlarindaki kadin karakterler de kendisi gibi ataerkil topluma, gelenege ve otoriteye isyan bayraklari acmis tutkulu kadinlardir. Her birinin kendi istekleri, ihtiyaclari, arzulari ve cinsellikleri vardir. En ünlü eserleri Uyanis ve Firtina yazildiklari dönemde müstehcen, sakincali, hatta ahlaksiz bulunan Chopin artik kabul görmeyen, itibarsizlastirilmis bir yazardi. Fakat 1960lardan itibaren feminist hareketin güclenmesiyle kadin yazinina duyulan ilginin artmasi sayesinde yeniden kesfedildi. Cesur kalemi ve özgün, dogalci üslubu hak ettigi itibari yeniden kazandi. Yapitlari onlarca dile cevrilen Chopin bugün, Klasik Amerikan Edebiyatinin etkili yazarlarindan ve feminist yazinin öncüllerinden biri olarak kabul görür.
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.