Bagdatli sehzade Barmecidein, bir dilenciye bos tabaklarla ziyafet cektigi hikayeyi bilirsiniz. Ancak bos tabaklardan olusan bu bahsedilmis ziyafet, pek tabii ki Bagdatli dilencimizin karnini doyurmaz. Barmecidein sofrasinda, dilencinin, olmayan yemeklerle ziyafete alinmasi, aslinda trajikomik bir olay anlatir bize; trajikomiklik olmayanin zarafeti ve satafatindan yeserir. Bu tipki günümüz insaninin, yaratilmis, görkemli sanal hikayelerle beslenmesi mefhumunda oldugu gibi, özünde bir aldatma hikayesidir. Sehzadenin, hayali ürünlerle, dilencinin zihninde sanal gerceklik yaratmaya calistigini anlatan öykü; günümüz sehzadelerinin siz kapitalizm diye okuyunuz, bir cesit dilenciye cevrilmis olan günümüz insanina sundugu ziyafet öyküsüyle örtüsür. Her iki öykü de tam bir fantazmagoryadir. Ancak günümüz insaninin, Bagdatli dilenciden cok daha sansli oldugunu söylemeliyiz; cünkü önüne serilmis olan Barmecide sofrasi cok daha satafatli, zengin ve boydan boya bos tabaklarla dolu. Üstelik bu bos tabaklarin her birinin icinde bireyi, ve dolayisiyla toplumu gecici doyma hissine ulastiran bir sürü hayali yemek var. Kuskusuz din bu yemekler icinde en doyurucu olani; ama itiraf etmek gerekir ki en lezzetlisi degil. Futbol, Barmecide sofrasindaki en lezzetli yemek olma konusunda liderligini bir süre daha kimseye kaptirmayacak gibi. Lakin tüm doyuruculuguna ve lezzetine ragmen din ve futbol; asla ulusculuk kadar besleyici degiller. Ulusculuk, sofradaki bos tabaga kondugu ilk andan itibaren, günümüz dilencisi olan siradan birey icin, her zaman besin degeri en yüksek hayali yemek oldu ve bazen sofraya hic beklemediklerimiz de oturdu...
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.