12,99 €
inkl. MwSt.

Versandfertig in über 4 Wochen
  • Broschiertes Buch

Balkanlar eski caglardan beri büyük güclerin hakimiyet mücadelesine sahne olmustur. Günümüzde ise Bati Avrupadan ayrisan farkli inanclar, gelenekler ve ekinler barindiran bir yer olmasi itibariyla Balkanlar, Yunan-Roma mirasinin sahibi iddiasindaki Avrupali devletler icin bir müttefik olarak kabul edilebilmekten cok uzaktir. Dolayisiyla, Balkan topraklari Avrupalilar icin sadece fethedilip sömürülecek bir bölge olarak görülmüs, bu bölgenin insanina da hep düsman nazariyla bakilmistir. Bu sebeple neredeyse her Avrupa devleti Balkanlardaki farkli unsurlardan sadece bir veya ikisini kendine yakin…mehr

Produktbeschreibung
Balkanlar eski caglardan beri büyük güclerin hakimiyet mücadelesine sahne olmustur. Günümüzde ise Bati Avrupadan ayrisan farkli inanclar, gelenekler ve ekinler barindiran bir yer olmasi itibariyla Balkanlar, Yunan-Roma mirasinin sahibi iddiasindaki Avrupali devletler icin bir müttefik olarak kabul edilebilmekten cok uzaktir. Dolayisiyla, Balkan topraklari Avrupalilar icin sadece fethedilip sömürülecek bir bölge olarak görülmüs, bu bölgenin insanina da hep düsman nazariyla bakilmistir. Bu sebeple neredeyse her Avrupa devleti Balkanlardaki farkli unsurlardan sadece bir veya ikisini kendine yakin görüp digerlerini düsman bellemistir. Bu farklilasmis yapisi dolayisiyla Balkan toplumlari icinde cok sayida devletin eli daima var olmustur. Özellikle Oguz Türklerinin Balkanlara yerlesmesinden sonra bu husumet daha da artmistir. Bosnaklarin Müslüman oldugu cagdan itibaren bir de din temelli bölünme meydana gelmis, Müslüman Bosnaklar Türklerle beraber hedefe konulmustur. Gerci Bosnaklar, Osmanli Devletinin himayesinde asirlarca yari bagimsiz olarak rahatlik ve huzur icinde yasamislardir. Osmanli Imparatorlugunun hakimiyet döneminde sadece Müslüman Bosnaklar degil, diger Ortodoks ve Katolik toplumlar da huzur icinde yasamislardir. Ancak bu hakikat günümüz Avrupasi tarafindan görmezden gelinmektedir. Toplu saldirilarin sonucunda Türk Devletinin zayiflayip Balkan topraklarini kaybetmesiyle ise her sey kötüye dogru degismistir. Türk Devletinin Balkanlardaki siyas hakimiyeti kaybetmesi ve müdahale gücünden mahrum kalmasi sebebiyle Bosnaklar icin aci dolu günler de baslamis oldu. Ayrica Balkanlar; Avrupa, Anadolu, Orta Dogu, Asya, Hindistan ve Cin icin bir gecis kapisidir. Dolayisiyla, bu yollari güvende tutmak ve Anadoluya hakim olmak icin önce Balkanlara hakim olmak gerektigi aciktir. Balkanlari Hristiyan dünyasi icin hedef haline getiren de onun bu konumudur zaten. Bugün, Bosnaklar kendi devletini kurmus ve Birlesmis Milletler tarafindan da taninmis olmakla kendi üzerlerinde oynanan oyunu bir müddet icin savusturmus sayilabilirler. Ancak tehlike henüz gecmis degildir. Müslüman Bosnaklar bütün bir Hristiyan dünyasinin husumeti karsisinda, Türkiye ile dayanisma ve komsularindaki akli selim sahibi siyasetciler ve irfan sahipleri ile is birligi icinde bulunarak varliklarini devam ettirebilirler, gelisebilirler ve kimliklerini koruyarak huzur icinde yasayabilirler.