Bu Sefer Lila Olsun Saclarimin ortaya cikisinda Suavi Kemal Yazgicin beni siklikla arayip hikaye yazmami telkin etmesinin büyük rolü var. Yavaslamamiza, ülke olarak basimizdan gecenler üzerine düsünmemize izin vermeyen ortami gögüsleyerek her telefondan sonra akip gelen hikayeler... Ortada hicbir not ve yazili iz yokken muhayyilenin bahcesinde dogaclama boy veren babalar, ogullar ve türlü cesit kadinlar. Hatirlamanin büyüsü, hikaye saganaginin altina el tutmanin tecrübesi...Günlügüm varligimin eviydi bir bakima. Kaybolan tarihimdi. Kisa gibi görünen ama icine yeryüzünün bütün kaygilari, altüst oluslari, heyecanlari, acilari, sevincleri sigmis olan esasli bir tarih. O yasta siradanligin farkina varamiyor insan, fevkalade geliyor her yasanan. Hayatlarimizin karartildigi anlar da, cüce dünyaya karsi koyan kücük yüce sevinclerimiz de, ödedigimiz bedeller de kaydedilmisti. Insanin basina gelenlerden daha degerli bir hazinesi olamayacagina göre bir hayat, giden defterle yok olmak üzereydi demek ki. Kendiligime ait binanin insa edilisinde kullanilacak harc, kayit altina aldigim ayrintilardan ibaret olduguna göre varligim dagilip giderdi artik. Artik kim oldugumuzu söyleyecek bir sahit bile yoktu. Birden Avrupa sehirlerinde turist ruhuyla oradan oraya sürüklenen temelsiz, iskeletsiz, her an yere yigilacak bir bedene dönüsmüstüm. Karsilikli olarak birbirimizin aynasina bakacak gücümüz oldugunda, iste o zaman baskasiyla iliskide hakiki bir alisveris olabilir. Evvelim olmayinca üzerine yeni seyler koymak mümkün mü Her sey kagit üzerindeyse zaten yoksun der, bilmenin erbabi ama...
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.