18,99 €
inkl. MwSt.

Versandfertig in über 4 Wochen
  • Broschiertes Buch

Basta Buhara ve Semerkant sehirleri olmak üzere Maveraünnehir bölgesi, asirlarca Islam ilim ve irfan geleneginin en önemli menba ve madenlerinden biri olmustur. Klasik kaynaklarimizda Islamin kubbesi ve dünya cennetlerinin en önde geleni seklinde tavsif edilen bu iki sehir, sayisiz alimi, arifi, dehayi, manev önderi yetistirmis; bu kisiler Islamiyete ve beseriyete büyük hizmetlerde bulunmustur. Islam aleminin özellikle 18. asir ve sonrasinda icine sürüklendigi kriz döneminden Maveraünnehir de nasibini almis, bölge uzun yillar süren siyasi cekismelere, ekonomik ve toplumsal sorunlara, savas ve…mehr

Produktbeschreibung
Basta Buhara ve Semerkant sehirleri olmak üzere Maveraünnehir bölgesi, asirlarca Islam ilim ve irfan geleneginin en önemli menba ve madenlerinden biri olmustur. Klasik kaynaklarimizda Islamin kubbesi ve dünya cennetlerinin en önde geleni seklinde tavsif edilen bu iki sehir, sayisiz alimi, arifi, dehayi, manev önderi yetistirmis; bu kisiler Islamiyete ve beseriyete büyük hizmetlerde bulunmustur. Islam aleminin özellikle 18. asir ve sonrasinda icine sürüklendigi kriz döneminden Maveraünnehir de nasibini almis, bölge uzun yillar süren siyasi cekismelere, ekonomik ve toplumsal sorunlara, savas ve sefalete sahne olmustur. Fakat -her ne kadar eski ihtisamli günlerindeki gibi olmasa da- Islam geleneginin bir ocagi olmaya, nice ilim ve fikir adamini yetistirmeye devam etmistir. Iste onlardan biri olan ve alim, mütefekkir, sair, edip, politikaci, aksiyon adami, islahatci gibi bircok sifati haiz Abdurraf Fitrat da, hayatini Buharanin ve Türkistanin tekrar eski ihtisamli günlerine dönebilmesi icin kurdugu idealleri ugruna adamistir. Bu ugurda yüzlerce eser vermis, siyasete atilmis, gazeteler cikarmis, seyahatlerde bulunmus ve mücadelesini daima sürdürmüstür. Fitrat-i Buharnin genc yasinda Farsca kaleme aldigi ve daha sonra pek cok dile tercüme edilen eseri Münazara, onun islahatci düsünce yapisini anlayabilmek icin en önemli metinlerden biri oldugu gibi, 20. asrin ilk yarisinda Buharanin icinde bulundugu hazin durumu en güzel bir sekilde tasvir eden eserlerdendir. Tahirül-Mevlev, 1909da Münazaranin Farsca aslini görmüs, eseri okudugunda Buharanin tasvir edilen durumundan oldukca etkilenmistir. Bunun üzerine eseri halkin ibret nazarlarina sunmak amaciyla tercüme etmeye baslamis ve Buharada Ilim ve Ulema basligiyla Itisam dergisinde tefrika etmistir. Tahirül-Mevlevnin Münazara tercümesi, Farsca aslindan yapilmis olmasi ve okurlara sundugu dil zevki bakimindan oldukca önemlidir.
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.