18,99 €
inkl. MwSt.

Versandfertig in über 4 Wochen
  • Broschiertes Buch

Calisma, insanlarin yasamlarinin merkezinde yer alir. Günümüzün ve hayatimizin önemli bir kismini calisarak geciririz. Bircok kültürde calisma, psikolojik iyi olusa güclü bir sekilde katkida bulunan bir kimlik ve düzen duygusu saglar. Emegimizi, zamanimizi, sahip oldugumuz bilgi birikimini ve yeteneklerimizi, istihdam iliskisi ile baglandigimiz bir isveren icin kullaniriz. Bir istihdam iliskisinde, taraflarin karsilikli hak ve yükümlülüklerini belirleyen en önemli unsur ise sözlesmelerdir. Istihdam ya da is sözlesmeleri, bireyler ile örgütler arasindaki karsilikli yükümlülükleri iceren yazili…mehr

Produktbeschreibung
Calisma, insanlarin yasamlarinin merkezinde yer alir. Günümüzün ve hayatimizin önemli bir kismini calisarak geciririz. Bircok kültürde calisma, psikolojik iyi olusa güclü bir sekilde katkida bulunan bir kimlik ve düzen duygusu saglar. Emegimizi, zamanimizi, sahip oldugumuz bilgi birikimini ve yeteneklerimizi, istihdam iliskisi ile baglandigimiz bir isveren icin kullaniriz. Bir istihdam iliskisinde, taraflarin karsilikli hak ve yükümlülüklerini belirleyen en önemli unsur ise sözlesmelerdir. Istihdam ya da is sözlesmeleri, bireyler ile örgütler arasindaki karsilikli yükümlülükleri iceren yazili sözlesmelerdir. Ancak özellikle sinirli rasyonellik olgusu nedeniyle bir is sözlesmesinin; taraflarin birbirlerine yönelik beklentilerinin, taahhütlerinin, yükümlülüklerinin tümünü ayrintilariyla ortaya koymasi mümkün degildir. Bunun da ötesinde, bazi bilim insanlari, en resm sekilde hazirlanmis ve detaylandirilmis olsa dahi tüm is sözlesmelerinin aslinda psikolojik temelli olduklarini savunmaktadir. Cünkü sözlesmeler, taraflarin algilamasina ve öznel yorumlarina tabidir. Dolayisiyla, is sözlesmesinde yer almayan bazi bilgilerin, cesitli kaynaklara dayandirilan varsayimlar ile doldurulmasi veya yorumlanmasi söz konusu olabilir. Psikolojik sözlesme olarak adlandirilan bu olgu, yukarida sayilan nedenlerle bireyseldir ve algilara dayanir. Uzun yillara dayanan kavramsallastirma calismalari ve arastirmalar, psikolojik sözlesme konusunun giderek daha önemli hale gelmeye basladigini ortaya koymaktadir. Öncelikle, calisanlar, sahip olduklari psikolojik sözlesmelerin, örgüt tarafindan yerine getirilmedigini ya da ihlal edildigini algiladiklarinda oldukca ciddi olumsuz tutumlar gelistirebilmektedir. Özellikle degisimin kacinilmaz oldugu günümüz is dünyasinda her degisimin, calisanin psikolojik sözlesmesini ihlal etme ya da calisan tarafindan bu sekilde algilanma olasiligi bulunmaktadir. Cünkü her sözlesme, taraflara birtakim faydalar saglamak üzere olusturulur. Bunu degistirmeye yönelik her davranis ise bu faydanin tehdit altinda oldugu algisini yaratabilir. Sonuc olarak, örgütlerin daha esnek calisma bicimlerini benimsemeleri, kadrolu yerine sözlesmeli personel calistirma egilimindeki artis, daha cevik organizasyon yapilari, Insan Kaynaklari Yönetimi uygulamalarindaki gelismeler, Endüstri 4.0a gecis ve dijitallesme, toplumsal ve küresel degisimler, psikolojik sözlesmelerin isverenler ve yöneticiler tarafindan daha iyi anlasilmasini ve yönetilmesini zorunlu kilmaktadir. Bu baglamda, özellikle Türkiyede, gerek akademide gerekse is yasaminda pek fazla bilinmeyen ve üzerinde calisilmayan bir konu olan psikolojik sözlesmeler hakkinda yazdigimiz bu kitabin, sözü edilen alanlarda önemli bir boslugu kapatacagi düsünülmektedir. Genel Isletme, Insan Kaynaklari Yönetimi, Örgütsel Davranis, Endüstri ve Örgüt Psikolojisi, Psikoloji ve Sosyal Psikoloji gibi disiplinlerle iliskili olan Psikolojik Sözlesme olgusu hakkinda fikir sahibi olmak, her sektörden ve kademeden calisana yarar saglayacaktir. Kitabimizin konu ile ilgilenen akademisyenlere, lisans, yüksek lisans ve doktora ögrencilerine faydali olmasini dileriz.