Ne cok severiz hayvanlari öyle ki onlari sirkte bile görmeye dayanamayiz acidan. Bir Altin Kartal var sokakta üc kurusa gagasiyla niyet cekmeye sartlanmis, Kara Katir var maden ocaginda zorla calistirilan gün yüzü görmeden, mavi gözlü kedi Boncukun soluksuz ölümü, yazarin kedisi Kuyrukun ölümü bir de... Onlarin evcillestirilmis yasamlarina ne cok aciriz. Peki ya sahipleri Kartali avlayan avci, Boncuku bilmeden öldüren cocuk, Kara Katiri döve döve madene sokan köylü... Ne acimasizlar degil mi Salt yoksullugun degil, kiyisina geldikleri acligin nefessiz biraktigi insan posalari ama bunlar. Devletin idam sehpasina bu kez cellat olarak ittigi Cingen Amet; hic tanimadigi insanlar icin hayatini feda eden bir devrimci; istirapli, feci kaderini bildigi icin madende kendi yerine katirini calistiran köylü; bir hayat kadini eskisi, sokak kedilerinin, getirecegi yemekler icin yolunu gözledigi; ilk kez gittigi lokantadaki kuslarin kafesten saliverilmesini isteyen büyük kabahatlerin adami; sadece kartaliyla konusan avci; ailesinin ve toplumun ölüm fetvasindan ancak ölümün kiyisina savrularak kurtulan genc kadin; sevdigi kadin icin akrabalarinin ölümünü düsleyen katil; annesini döven babasini dövmek icin boksör olan cocuk; budanmis bir asker... Bunlar insanlik denilen acimasiz cukurun camurdan bedenleri, bunlar onurlarini zimparalayan yasamin pacavralastirdigi suretler, umutlari cöllestirilmis yüzler, sevgisizligin calakalem gölgeleri... Sanki tanri yaratmamis bunlari. Bunlar Irfan Yalcinin proleterleri.
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.