Sultanim dedi. Siz hasta degilsiniz. Benden saglamsiniz. Cinler, periler de yaniniza yaklasamaz, cünkü efsunlusunuz. Lakin icinde yasadiginiz hava zehirli. Bin kadin cigerinden cikan bu hava kabil olup da süzgecten gecirilirse hep sizi agulamak isteyen habbecikler ele gecer. Demek istedigim sudur Haseki olsun, gözde olsun, kahya olsun, acemi halayik olsun, saraydaki kadinlarin hepsi sultanimi kiskaniyor. Ruhunuz iste bu kiskancligi sezdiginden icinize sikinti geliyor. Allah bir gününü bin etsin, sevketlu oglunuz da kadincil. Bir neseli deminde sizi, sevdiklerinden birine feda etmesi mümkün. Ruhunuz bunu da sezip bunaliyor. Simdi ben size bir muska veririm. Onu boynunuza asiniz. Ne sikintiniz kalir ne hafakaniniz. Cünkü oglunuzun da hasekilerin de dillerini baglayacagim. Türk okuyucusu tarafindan pek bilinmeyen Mümtaz Turhan Tan, tarih roman gelenegimizin en önemli isimlerinden biridir. Bircok önemli memuriyetlerde bulunduktan sonra Sivas mebuslugu da yapmis ve 1922 yilindan itibaren kendini tamamiyla yazi hayatina adamistir. En önemli eserlerini ise tarih romancilik alaninda vermistir. Bazi eserleri Almanca, Ingilizce ve Yunanca gibi dillere cevrilen, tarih gerceklikleri berrak ve sürükleyici bir üslupla aktaran Tan, Türk tarihinin zengin mirasini eserlerine ustalikla tasimis ve okuyucusuna tarih romanlari keyifle okutan bir yazar olarak Türk edebiyatindaki yerini almistir. Turhan Tanin ölümünden sonra unutulan ve Türk yazin hayatindan cekilen eserleri, Türk okuyucusunun özellikle son zamanlarda ilgisini ceken ve neredeyse güncellesen konulara deginip ele aldigi dönemlere isik tutmakta, günümüzdeki kimi tartismalara cevaplar getirmektedir.
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.