Bu kitapta, 1731-1923 tarih araliginin seçilmesine, özellikle Istanbul'da insa edilen çesmelerde XVIII. Yüzyil baslarindan XX. Yüzyilin ilk çeyregine kadar geçen süre içerisinde ciddi bir üslup degisiminin yasanmasi sebep olmustur. Çesme mimarisi, bu tarih araliginda sadece halkin su ihtiyacini karsilayan birer hizmet ürünü olmaktan çikmis; padisah ve esrafinin hatta tüccarlar gibi halkin ileri gelenlerinin kendilerini gösterebildikleri birer güç temsili olmuslardir. Hemen her sokakta karsimiza çikan bu eserler, su ihtiyacini karsilama kaygisinin yani sira insa edildigi dönemin toplumsal, kültürel ve siyasal kaygilarini da tasimistir. Bu degisim sadece Osmanli mimarisi için degil, tüm dünya için de geçerli olmustur ve bu yüzyillarda yönetici sinif, her toplumsal tabakada gücünü hissettirme kaygisi tasimistir. XVIII. Yüzyildan itibaren daha özgürlükçü, daha sosyal olmak isteyen bireyler, yeni bir toplumsal yapilasma meydana getirmislerdir ve yönetici sinif artik bu yeni olusuma nüfuz edememistir. Bunun üzerine maddi gücünü devreye sokan yönetici sinif, insa ettirdigi her tür hayrata büyük simgesel anlamlar yükleyerek varligini devam ettirmeye çalismistir.