Insanin Kardeslik Caginin 419. senesinden bir yedi yüz yil geriye gidip 1900lerin basinda Birlesik Devletlerde ve tüm dünyada yasanan sinif catismalarina baksak neler görürüz acaba Halki ayaklarinin altinda eze eze Demir Ökce adini alan Oligarsi ile proletarya, sosyalistler ve ucurum halki arasindaki catismalar nasil görünür gözümüze Distopya mi, gercek mi Yirminci yüzyilin yedi yüz yil ilerisinden bakildiginda bir distopya, yirminci yüzyilin devami niteligindeki bugünümüzden bakildiginda sonuna kadar gercekci bir yapitla karsi karsiyayiz. Ernest Everhard adli kartal bakisli genc bir sosyalistin, hayatinin aski Avisi de buldugu üniversite cevrelerindeki, iscileri uyutmaya calisan din adamlari cevresindeki, cüzdanlarina göz dikilince vahsilesen burjuva cevrelerindeki, o günün makine kiricilari olarak konumlanan kücük burjuva cevrelerindeki, sonradan isci aristokrasisine dönüsen ayricalikli katmanlar cevresindeki ve nihayetinde isci mahallerinde ucurumun dibinde yasayan halk cevresindeki gezileriyle bütün bir toplumsal yapinin katman katman önümüze serildigi bir anlati bu. Jack Londonin sosyalistlerin mücadelesine adadigi, egemenler dahil toplumdaki bütün siniflarin anatomisine soyundugu, yeralti yasaminin zorlu sartlarina ve kalkisma denemelerine dek devrimcilerin yasamini takip ettigi, Gercek bu iste dostum, o inkar edilemez gercek bu sözlerinin pesinden kostura kostura anlattigi muhtesem bir yapit. Özellikle 1970li yillarda Türkiye solu üzerinde büyük etkide bulunmus, devrimci genclerin ellerinden düsmemis, denebilirse efsanelesmis bir yapit. Demir Ökce efsanesi, simdi yepyeni ve özenli cevirisiyle, bir kez daha devrimcilerin ve bütün okurlarin huzurunda
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.