Resim sanati, daha genis kapsami ile plastik sanatlar, benzestigi ya da ayristigi noktalarla ya da karsilikli etkilesimlerle sinema sanatiyla çok yakin bir iliski içindedir. Temel ayrisma noktasi ise duraganlik ve devingenliktir. Plastik sanatlarda düzlemde kompozisyon duraganken, sinema sanatinda ise bu pes pese sayisiz resmin akmasi ile devingendir. Sinemayi devingen kilan bir baska yön ise kamera hareketleri, çekim ölçekleri ve kamera açilari gibi sinemasal anlatinin temel ögeleridir. Sinemada, resimsel tek tek görüntülerin art arda eklenerek, gösterim sirasinda kaynasmis biçimsel bütünlük anlatiyi olusturma yetisine sahiptir. Dolayisiyla öykünün olus sebebi kurguda görüntünün en küçük anlam birimlerinin anlamsal siralanmasi ile mümkündür. Kisacasi kullanilan her çerçeve (kadraj- kompozisyon) ile estetik duygunun karmasik biçiminin olusmasi saglanir. Izleyici temelde degismeyen bir çerçeve içinde tüm olup biteni belli bir zaman diliminde sirasi ile izlemektedir. Burada estetikduygu filmin bir bütün olarak süreç içinde algilamasi ile olusur. Sinemanin sahip oldugu bu güce karsilik, plastik sanatlarda var olan etkileyicilik, soyutlama yetisidir.