Yüz yillar önce haritalar ressamlar tarafindan yapilirdi... Ve bir haritayi boyayacak olan ressam, eline paleti ve de fircasini almadan önce gezginlerin kitaplarini okurdu... Ressam, haritayi önce bilgiyle beynine resmederdi... Onur Cimenin gezi kitabini okurken, bos bir tuval karsisinda harita cizecek bir eski cag ressami olarak hissettim kendimi... Bir gezgin olarak Onur Cimen, her dakikasi dolu dolu gecen bir yolculuga cikariyor bizleri... Cimenin yolculugu televizyon kanallarinda cokca rastladigimiz yüzeysel gezi programlarinin cok uzaginda. Her seyden önce müze gezen bir yazar var karsimizda... Bir kentin müzelerini ziyaret etmek, o kentin tarihine, hafizasina, kültürüne saygi duymak demektir. Yabancisi oldugunuz bir kentte müzeleri gezdikten sonra adim attiginiz sokaklar, bir kitabin sayfalaridir artik... Onur Cimen yolculugunu müze ziyaret ederek koca bir kütüphaneye dönüstürmüs. Bir kitapcinin gezi raflarina bakinca, iclerinde oteller, lokantalar ve alisveris yerlerinin anlatildigi kitaplar görürüz... Cimenin kitabi carsaf ve tabak kültürünün cok ötesinde gezdigi kentlerin öyküleriyle bulusturuyor okuru. Onur Cimeni okuduktan sonra, anlattigi kentleri yeniden görmek istegine kapildim. Yeniden görmek istegi...
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.