Radyonun sesi duyulmaz, bag evinin isigi görünmez olunca ara ara duyulan kesik inlemeler geldi kulaklarina. Fikret korktu. Bok vardi gecenin bu saatinde bu sacmasapan seylere kalkisacak, hem de iki sise büyügü gözünün yasina bakmadan bitirmisken. Sesi Hilmi de fark etti. Hocam, bu hayvan inlemesi mi, birileri is mi tutuyor yoksa baglik arasini bulmus da diye sordu. Hocam diyerek ikisini de ortalamaya calismisti. Baykustur, dedi Koco. Bazi baykuslar böyle inler gibi ses cikarir, korkmayin, Hilmi bozuldu, Yok Üstat, korktugumuzdan degil de, olmadik bir seye denk gelmeyelim simdi gece vakti. Bangir Bangir Ferdi Caliyor Evde ve Oldugu Kadar Güzeldik kitaplariyla sevdigimiz Mahir Ünsal Eris, bu kez bir romanla, baska bir dil deniyor. Sesleri, hatiralari, tesadüfleri, yesil ve alabildigine genis findik bahcelerini, deniz kiyisini, ipince ipeksi dantelleri, pervaneleri, hasreti, haseti, heba edilmis yillari... Kör kuyulari, bir nakkas gibi birbirineteyelleyerek hikayeleri, ay karanligini, defineleri, haritalari isliyor; yavas yavas anlatiyor üstelik, gülerek kikirdayarak, kipir kipir... Uzakta, bozkirin ortasinda, bir kayisi bahcesinde birileri kafa cekip, tütün sariyor... Dünya Bu Kadar, carpa carpa geceye isil isil hikayeler birakiyor. Yeni roman, iste gökyüzü...
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.