10,99 €
inkl. MwSt.

Versandfertig in über 4 Wochen
  • Broschiertes Buch

Bir planin parcasini olusturan kitaplar vardir, bir de tipki trafik isiklarinda aniden firlayiveren araba misali hayatiniza siddetle giren kitaplar... Iste Dünya ve Ben, trafik isiklarinda aniden beliren türde bir kitap Juan José Mills kendinden yola cikarak Dünyayi ve insanin varolus mitosunu sorguluyor. Yazmak ediminin sinirlarini zorlayarak önce yaralar aciyor ve yine o yaralari yazinin gücüyle dagliyor. Bana kendimle bir röportaj yapma isi verilmisti, aliskanliklarimi gözlemlemek icin kendi kendimin izini sürdüm. Günün birinde söyle dedim kendi kendime Babamin tibbi cihazlar üzerine bir…mehr

Produktbeschreibung
Bir planin parcasini olusturan kitaplar vardir, bir de tipki trafik isiklarinda aniden firlayiveren araba misali hayatiniza siddetle giren kitaplar... Iste Dünya ve Ben, trafik isiklarinda aniden beliren türde bir kitap Juan José Mills kendinden yola cikarak Dünyayi ve insanin varolus mitosunu sorguluyor. Yazmak ediminin sinirlarini zorlayarak önce yaralar aciyor ve yine o yaralari yazinin gücüyle dagliyor. Bana kendimle bir röportaj yapma isi verilmisti, aliskanliklarimi gözlemlemek icin kendi kendimin izini sürdüm. Günün birinde söyle dedim kendi kendime Babamin tibbi cihazlar üzerine bir atölyesi vardi. Ve derken atölye gözümün önünde belirdi, icinde ben ve babamla Babam bir sigir filetosunda elektrikli nesteri deniyordu. Ansizin, Suna bak Juanjo, yarayi daha acarken dagliyor, deyiverdi. Anladim ki, yazmak da tipki babamin elektrikli nesteri gibi yaralari actigi dakika dagliyordu. O an neden yazar oldugumun sirrina erdim. Röportaji yapmayi beceremedim; sonunda ortaya cikan bu romanla onu alt ettim. Cocukken üsümüsse insan, ömür boyu üsür Ispanyol yazar Juan José Millsin otobiyografik romani Dünya ve Ben pek cok dile cevrildi. 2007de Planeta Ödülünü, 2008de Ulusal Öykü Ödülünü kazandi. Cocukken gelen üsüme asla gecmez. Hatta belki de bedenin gözeneklerine ur gibi sinip, elverisli dis kosullari buldugunda, oradan tüm organizmaya yayilir. Sogugun geldigi belli bir yer olmadigini ve onu durdurmanin bir yolu da olmadigini ögrenmistim. Soguk, atmosferin bir parcasini olusturuyordu ve de hayatin. Nasil ki gecenin varlik kosulu karanliksa, hayatin varlik kosulu da soguktu. Yer soguktu, tavan soguktu, merdivenlerin tirabzani, duvarlar, silte, yatagin demir basligi buz gibiydi, lavabo muslugu ve genellikle kucaklasmalar soguktu. O zamanki sogugun bugünkünden farki yok; isitmaya ragmen kimi kis günlerinde kendini gösterir ve bellegin kayitlarindan gün yüzüne cikar. Cocukken üsümüsse insan, ömür boyu üsür.