9,99 €
inkl. MwSt.

Versandfertig in über 4 Wochen
  • Broschiertes Buch

Aciyi gecmisin kokusuyla dindirmeye gücü yetmiyor artik insanin. Esyalarin, bahcelerin ve insanlarin o kendilerine has kokusu her zaman merhem olmuyor kabugunu özleyen yaraya. Kalabalik aksam sofralarinin, cocuk sesleriyle dolup tasan avlularin, uzaktan bakinca kirmizi kiremitleriyle bir yonca tarlasini andiran gecekondu mahallelerinin anlamlari yok olup gidiyor. Sehre secde edenler belki semaya yükseliyor ama bir yerlerde kömür kokusu, camur lekesi ve türkü sürüp gidiyor. Ayrilik acisi hafifliyor belki ama ölüm Allahin emri olmaya devam ediyor. Düs Mesafesi, Deniz Ceren Türkkanin okurla ilk…mehr

Produktbeschreibung
Aciyi gecmisin kokusuyla dindirmeye gücü yetmiyor artik insanin. Esyalarin, bahcelerin ve insanlarin o kendilerine has kokusu her zaman merhem olmuyor kabugunu özleyen yaraya. Kalabalik aksam sofralarinin, cocuk sesleriyle dolup tasan avlularin, uzaktan bakinca kirmizi kiremitleriyle bir yonca tarlasini andiran gecekondu mahallelerinin anlamlari yok olup gidiyor. Sehre secde edenler belki semaya yükseliyor ama bir yerlerde kömür kokusu, camur lekesi ve türkü sürüp gidiyor. Ayrilik acisi hafifliyor belki ama ölüm Allahin emri olmaya devam ediyor. Düs Mesafesi, Deniz Ceren Türkkanin okurla ilk selamlasmasi. Görünen o ki son da olmayacak bu. Yarattigi atmosferden tercih ettigi kelimelere, ele aldigi öykü konularindan üslubu önceleyen tavrina kadar her sey onun daha uzun süre buralarda olacagini gösteriyor. Onlar icin devlet, kemerli, demir halkalariyla dev kapilarin önünde, kapiyi tiklatmadan önce iki kez düsünmekti. Ak kepenekli bir cobanin kaval sesini, yosun tutmus oylumlu kayaliklarin zahter kokularini, yarim kalmis türküleri ve anason kokulu sövgüleri yükleyip sirtlarindaki küfeye, kalin enseli adamlarin önünde boyun bükmekti. Kalin enseli devlet adamlari onlara gülerdi gür biyiklarinin altindan, sanki bu gülüs, ölüme giden kestirme bir yol gibiydi.