Bir sinifta ortalama kirk ögrenci oldugunu düsünürsek, bir ögretmen ögrenciyle özel olarak bir derste üc dakika bile ilgilenemez. Ilgilenirse ders islemeye zaman bulamaz. Ilgilendigini düsünelim, siz bu üc dakikayi günün ders saatleriyle, haftaya, ayla, yilla carptiginizda karsiniza sekiz ayda 2880 dakika cikiyor. Bunu saate böldügünüzde 48, onu da güne böldügünüzde iki gün cikiyor. Yani bir yil boyunca, cocugumuzun ögretmeninin, ögrencisiyle toplam üc gün bile ilgilenmesi imkansiz görünüyor. Ögretmen ne kadar ilgilenirse ilgilensin birkac yil sonra o ögrencisini büyük ihtimalle unutup gidecek. Ama bir annenin bir veya iki cocugu var. Cocuk, yilin sekiz ayinda, hafta ici günlerde, günün dörtte birini yani alti saatini okulda geciriyor. Geriye kalan bütün saatlerini evde geciriyor. Hafta icinin dörtte ücünü, hafta sonlarini, sömestr tatilinin ve yaz tatilinin tamamini evde gecirmis oluyor. Yani, asil ögretmen anne -baba oluyor ve okulun temeli evde atiliyor. Bundan dolayi da basari evde baslamis oluyor. Bir anne cocuguyla birkac yil, kitapta anlatildigi sekilde ilgilendigi takdirde, Allahin izniyle cocugu basarili olacaktir. Cocugunuzun daha basarili olmasini istiyorsaniz, bu kitabi mutlaka okumalisiniz.
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.