Küresellesme, sanayi devrimi ile baslamistir ancak, 1980 sonrasi finansal serbestlesme ile birlikte farkli bir hamle yapmistir. Makro iktisat teorisi de bu degisime ayak uydurmustur. Keynesyen iktisatgözden düsmüs, neoklasik iktisat yeniden ataga kalkmistir. Bu dönemde öyle bir söylem egemen hale gelmistir ki, küresellesme karsitlari dinozor muamelesi görmüstür. Türkiye de bu gelisimden payini almistir. Ekonomiden, politikaya, hukuk sisteminden, toplumsal yasama kadar uzanan bir degisim yasamistir. 2007 Krizi, ülkelere merkez ve cevre küresellesmenin gercek yüzünü göstermistir, cünkü vaat edilen esitlik, istikrarli büyüme ve düsük issizlik oranina erisilemedigi gibi tüm ülkeler borca batmis ya da sinirda yasar hale gelmistir. Bu sürecte bati ülkelerinde muhafazakar iktidarlar yerlerini korurken, daha hibrit demokrasilerde politik sistem tek adamliga kaymistir. Dünya sanki II. Dünya Savasi öncesine benzer bir yol tutturmustur. Nitekim dünya ekonomisi, krizi üzerinden hala atamamistir. Bundan da önemlisi; dünya artik daha az özgür, daha az adaletli ve daha catismaci bir yasam alani haline gelmistir. Bu sürecte hemen her ülkede hükümetler, insanlara adeta masalanlatmislardir. Bu masallara ayak uyduranlarin sayisi da az degildir. Bu kitap, küresel ölcekte anlatilan masallarin arkasindaki gercekleri okuyucuya göstermektedir. Kitapta, 1929 Bunalimidan baslayarak küresellesme baglaminda dünya ve Türkiye ekonomisi, ekonomi politik bakis acisi ile irdelenmektedir. Bu irdeleme her kitapseverin anlayacagi bir dille yapilmistir. Umudumuz, iktisatci olmayanlarin da bu kitap sayesinde iktisat ile tanismasi ve artik masallara hayir demesidir.
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.