22,99 €
inkl. MwSt.

Versandfertig in über 4 Wochen
  • Broschiertes Buch

Insanin duygudasligini sorgulamak, onun insanligini, kimligini sorgulamaktir. Ayni zamanda insanin, aldigi bedensel ve ruhsal hasarin hangi derecesine kadar insanligini korumaya devam edebildigine dair bir sorundur. Primo Levi, Bunlar da mi Insan baslikli sarsici raporunda, Auschwitzin insanlar tarafindan düsünülmüs ve gerceklestirilmis olmasindan utanc duydugunu yaziyordu. Oysa bu, böyle bir utancin ne baslangiciydi ne de sonu. Bu utanc Antik Cagdaki cocuk katliamlariyla basladi bugün de Güney Amerikada, Afrikada, eski Yugoslavyada, Rusyada, Yakin Doguda, Endonezyada kadinlarin ve cocuklarin…mehr

Produktbeschreibung
Insanin duygudasligini sorgulamak, onun insanligini, kimligini sorgulamaktir. Ayni zamanda insanin, aldigi bedensel ve ruhsal hasarin hangi derecesine kadar insanligini korumaya devam edebildigine dair bir sorundur. Primo Levi, Bunlar da mi Insan baslikli sarsici raporunda, Auschwitzin insanlar tarafindan düsünülmüs ve gerceklestirilmis olmasindan utanc duydugunu yaziyordu. Oysa bu, böyle bir utancin ne baslangiciydi ne de sonu. Bu utanc Antik Cagdaki cocuk katliamlariyla basladi bugün de Güney Amerikada, Afrikada, eski Yugoslavyada, Rusyada, Yakin Doguda, Endonezyada kadinlarin ve cocuklarin siddete maruz kalmalariyla, tecavüze ugramalariyla; Avrupada yabanci düsmanligindan kaynaklanan asiriliklarla, cocuklarin cocuklara uyguladigi siddetle hala gündelik yasamin icinde. Bugünkü politik durum bir yanda bürokratik egemenligin pekistirilmesi ile diger yanda caresizligin neden oldugu öfke patlamalari arasinda gidip geliyor - E.R. Wolf, Diamond 1976 -. Ekonomik cöküntü, savaslar, yikim, nefret, kardes kavgasi, siddet, uyusturucu tüketimi, suc, kadinlarin ve cocuklarin hor görülmesi, acimasizlik ve zulüm neden tüm dünyada artiyor Bunu ulusal, ekonomik ve teknolojik sorunlara indirgemek mümkün mü Hayir. Bu, insani insan yapanin ne olduguna dair tanimimizla, kendi insan olus anlayisimizla ilgili. Icinde yasadigimiz ortami gururla uygarlik diye adlandiriyoruz ancak uygarligin icinde hakim olan yasalar ve gücler bizden, ruhsal ve bedensel refahimizi hedef alan bagimsiz bir varlik gelistirmis durumdalar. Gecmisten nicin ders almiyoruz Bilgi toplumu caginda yasamamiza ve yüksek bilim düzeyine ragmen nicin hala gecmisi geride birakamiyoruz. Empati, icimizdeki insaniyetsizlikle aramiza duvar ören bir engeldir. Uygarligimizin tarihi, acima duygusunun bastirilmasi ve parcalanmasiyla sadece ic ice gecmekle kalmaz ayni zamanda bunun temelini de olusturur. Uygarligin tarihi ayni zamanda bu kitabin ithaf edildigi empatinin ve empatinin gelisiminin de tarihidir.