Yazmak bana hep bir satranc oyunu gibi gelmistir. Genelde her türlü yazi etkinligi ve edebiyat icin gecerli olabilecek bu benzetme, kanimca öykü söz konusu oldugunda cok daha belirgin bir sekilde ortaya cikiyor. Bu kitabin olusumu da bir anlamda satranc gibi düsünülebilir. Kendimden türeyen, icimden tasan, hayat güzergahi boyunca gözlem, bilgi, pratik ve teknik yetkinlesme sürecleri icinde biriktirdigim her seyin yaziya gecip somut bir bicim almasi bu kitapla gerceklesti. Ancak daima hem kendimle söyleserek hem sürekli kendimi alt etmeye calisarak... Bu serbest bilinc akisini denetimsiz bir bilincalti patlamasi gibi düsünmemek gerektigi kanisindayim. Daha ziyade, bilincimde iki ayri yazan öznenin, iki ayri zihnin hem mücadelesi hem söylesisiyle ortaya cikti. Kendimi kisitlayan, baskilayan kücük dünyamin cenderesini bu mücadele-söylesi sayesinde kirdim. Yazarken icimdeki bene kendimi teslim ettim, onunla derin bir coskuyu paylastim. Hayal etmenin ve bunu yaziyla kayda gecirmenin tarifsiz hazzini yasadim. Sonunda ona asik oldum. Nasil hem iki hem tek oldugumuza sastim Sonucta bu kitap, benim kendi icimden bir baska ben cikarmami sagladi. Umarim, okuyucunun da ikiye bölünüp kendini tamamlamasina, kendisiyle kiyasiya bir satranc oynamasina yol acar. Beni özgürlestirdigi gibi onu da özgürlestirir. Kitabin son sayfasini cevirdigi zaman, benim son sözcügü yazdigim andaki hazzi tadar. Kendine yenilip kendini kazanma hazzini...
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.