YÜREGIN CÖLE DÖNMEDEN CÖLDEN GECTIM DEME EY YOLCU. Acilar zamana degil, sonsuzluga birakildiginda geciyordu ve bu sonsuz ucuruma atlayis, ancak olgunlasmis bir ruhun askiyla mümkündü. Karsisindakini hesapsizca terk ederken bile güzelligini koruyan bir ask beni adam edebilirdi. Böyle bir ask, veda busesini hidayete dönüstürebilir, yeni bir baslangic insa edebilirdi gönlümde... Anlayacagin, catirdamaliydim, kirilmali, darbeler yemeliydim, kabuk tutmus her yerim yeniden acilmali, beni benden cikaracak gizli kapiyi ve o kapinin ardinda beni sarsacak olani bulmaliydim. O beni ikiye ayiracak, bana beni hatirlatacakti... Hilfül-fudl, gercekle kurmacanin birbirine karistigi tuhaf bir alemin hikayesi... Burada göz isitiyor, kulak okuyor, dil görüyor, insanin dimagi firin olup burunda tütüyor. 7. yüzyilin baslarinda cölde baslayan bu yerel hikaye günümüz Istanbuluna Kemalle Sofyanin askina degerek evrensele erisiyor ve tekrar cöle dönüyor. Bu cölde Hermesin kitabi, Platonun magarasi, Büyük Iskenderin muammasi, Nur Dagi, Zülfekar, Sufiler, sanat, din, felsefe, bilim, mistik ögretiler ve ask hikayeleri incelikle dokunarak, zamansiz olan Erdemliler Cemiyeti Hilfül-fudla hizmet ediyor.
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.