10,99 €
inkl. MwSt.

Versandfertig in über 4 Wochen
  • Broschiertes Buch

Yazili kültürün cok yaygin olmadigi Kürt toplumunda, kusaktan kusaga, dilden dile aktarilan öykü ve söylencelerin Kürt tarihini aydinlatmada önemli bir yeri var. Bu nedenle öykülerde, söylencelerde, efsanelerde toplumsal ve siyasal sorunlarin islenmis olmasi öykü ve söylencelerin önemini bir kat daha artiyor. Halk dilinde anlatilan Kürt öykülerine Batili Oryantalistlerin ilgi duymasi 19. yüzyilda baslamistir. Kürt halkinin sosyolojik yapisiyla ilgilenen bilim adamlari, sosyolojik verileri elde etme güclükleriyle karsilastiklarinda eski söylencelere, uzun kis günlerinde anlatilan destanlara,…mehr

Produktbeschreibung
Yazili kültürün cok yaygin olmadigi Kürt toplumunda, kusaktan kusaga, dilden dile aktarilan öykü ve söylencelerin Kürt tarihini aydinlatmada önemli bir yeri var. Bu nedenle öykülerde, söylencelerde, efsanelerde toplumsal ve siyasal sorunlarin islenmis olmasi öykü ve söylencelerin önemini bir kat daha artiyor. Halk dilinde anlatilan Kürt öykülerine Batili Oryantalistlerin ilgi duymasi 19. yüzyilda baslamistir. Kürt halkinin sosyolojik yapisiyla ilgilenen bilim adamlari, sosyolojik verileri elde etme güclükleriyle karsilastiklarinda eski söylencelere, uzun kis günlerinde anlatilan destanlara, basvurmuslar, bunlari basvuru kaynaklari olarak kullanmislardir. Öykülere duyulan bu ilgi, edebi anlamda degil, daha cok dilbilimi ve filolojik ilgiden dolayidir. Bu konuda en kapsamli calismayi yapanlarin basinda Alman Eugen Pryme, Albert Socin, Peter Lerch ve Oskar Mann gelmektedir. Batili dilbilimcileri ve Kürdologlar, Kürt halk öykülerini genelde sözcük haznesi, diyalekt farkliliklari, gramer ve sözbilimi gibi konulari incelemek amaciyla derledikleri icin Kürtceden Almancaya Batili Oryantalistler tarafindan yapilan cevirilerin edebi dil ve yapidan uzak olmasinida beraberinde getirmistir. Bu nedenle öykülerin Türkce cevirilerini yeniden düzenleme zorunlulugu dogdu. Okuyucunun kitapta okudugu öyküleri kaynak kitaplarla karsilastirdigi zaman saskinliga düsmemesi gerekir. 1869 sonbaharinda Kürt öykülerini toplamak ve Kürt Dili üzerinde arastirmalar yapmak üzere Kürdistana giden iki dilbilimci Albert Socin ve Eugen Prym 1881de yayimladiklari iki ciltlik eserlerinde, Kürt öykülerini anlatan kisinin Süryani kökenli oldugunu belirtirler. Cano isimli Süryaninin ana dilinden haric Kürtce, Arapca, Türkceyi cok iyi bildigini ve ayrica cok genis bir hikaye hazinesine sahip olup bunlari cok kisa bir dönemde anlattigini yazarlar. Kitapta öykülerini cevirdigimiz Kürdologlardan biri de Peter Lerchdir. Lerch, 1857 yilinda basilan Forschungen über die Kurden adli kitabindaki Kürt öykülerini 1855 yilinda Osmanli-Rus Kirim Savasinda esir kampinda tutsak olarak tutulan Kürtlerden dinleyerek derlemistir. Petersburg Bilimler Akademisi adina Kürtce üzerine arastirmalar yapmak üzere görevlendirilen Oryantalist ve Kürdolog Peter Lerchin yürüttügü calismalarda en degerli bilgileri o dönemde Harput Sancaginin Palu kazasina bagli Kasan köyü dogumlu, Sivan isimli Zaza asiretinden olan Hasan adli kisi vermistir.