18,99 €
inkl. MwSt.

Versandfertig in über 4 Wochen
  • Broschiertes Buch

O diri diri yanan, daha ölmeden kör ve karanlik kuyulara atilan, uzuvlari bagirta bagirta kesilen; hatta 12 parcaya ayrilirken daglarda aci cigliklari yankilanan Türklerin feryatlari, bugün de kulaklarimizda algilaniyor gibi. Arastirmalar sirasinda; bazi köylerde canli canli kör ve karanlik kuyulara atilan Türklerin iniltilerinin hala isitilmekte oldugu anlatiliyor. Bazilarinda; o iniltileri biz de isitir gibi olmustuk. Sanki Bunun hesabini sorun diye inliyorlardi. Hala ölemediklerine ve hala cennete ulasamadiklarina dair isaretler hissediliyordu adeta. Sanki yakalarimiza yapisir gibiydiler.…mehr

Produktbeschreibung
O diri diri yanan, daha ölmeden kör ve karanlik kuyulara atilan, uzuvlari bagirta bagirta kesilen; hatta 12 parcaya ayrilirken daglarda aci cigliklari yankilanan Türklerin feryatlari, bugün de kulaklarimizda algilaniyor gibi. Arastirmalar sirasinda; bazi köylerde canli canli kör ve karanlik kuyulara atilan Türklerin iniltilerinin hala isitilmekte oldugu anlatiliyor. Bazilarinda; o iniltileri biz de isitir gibi olmustuk. Sanki Bunun hesabini sorun diye inliyorlardi. Hala ölemediklerine ve hala cennete ulasamadiklarina dair isaretler hissediliyordu adeta. Sanki yakalarimiza yapisir gibiydiler. Oldukca ürkütücü olan bu duygular, beynimizi tirmalayan cinstendi. Sehitlerimizin; gece ya da gündüz, beynimizi rahat birakmayan o tirmalayici dürtülerinden asla kurtulamiyorduk. Onlarin yüzlerini ve vücutlarindaki derin yaralari görür gibiydik. Kiminin kulaklari; kiminin burnu; kiminin bacaklari ve kollari; kiminin de gözleri yerinde yoktu. Bu haliyle atildiklari kör kuyularda; kah bogularak kah zehirlenerek kah acliktan kivranarak ölmüslerdi.