18,99 €
inkl. MwSt.

Versandfertig in über 4 Wochen
  • Broschiertes Buch

Türk kültür ve medeniyet dairesi zengin, genis ve cesitlidir. Bu zenginlik icinde, özellikle sosyal bilimler sahasinda bazi mevzularin tetkik edilmesi, anlasilmasi, yeni yetisen nesillere aktarilmasi bir mecburiyet olarak hala ortadadir. Cumhuriyetten sonra yetisen nesillerin, buna günümüz edebiyat fakülteleri lisans ögrencileri de dahil, kendi kadim kültürlerini tanimalari, bu kültüre nüfuz etmeleri, özellikle söz konusu dil ve kültür anlayisindan uzak yetistikleri icin, daha da zorlasmaktadir. Bir de eserlerin rahat anlasilabilmesi icin konunun uzmanlari arasindaki metot farkliliginin…mehr

Produktbeschreibung
Türk kültür ve medeniyet dairesi zengin, genis ve cesitlidir. Bu zenginlik icinde, özellikle sosyal bilimler sahasinda bazi mevzularin tetkik edilmesi, anlasilmasi, yeni yetisen nesillere aktarilmasi bir mecburiyet olarak hala ortadadir. Cumhuriyetten sonra yetisen nesillerin, buna günümüz edebiyat fakülteleri lisans ögrencileri de dahil, kendi kadim kültürlerini tanimalari, bu kültüre nüfuz etmeleri, özellikle söz konusu dil ve kültür anlayisindan uzak yetistikleri icin, daha da zorlasmaktadir. Bir de eserlerin rahat anlasilabilmesi icin konunun uzmanlari arasindaki metot farkliliginin varligi, bilhassa serh calismalarinda, meselenin akademik oldugu kadar, kültürel bir mesele olarak devam etmesine sebep olmaktadir. Bu calismada, serhe dair yöntem problemini unutmadan, klasik sairin kendini ve sanatini ispat etme imkani buldugu gazel nazim seklinden serhler yapilmistir. Klasik sairin kendi mecrai ve macerasi cercevesinde, varlik mücadelesi verdigi ve yüzyillarca belirgin bir bicimde gazel üzerinden sekillenen metinler, calismada klasik siirin anlam dünyasi icinde ele alinmaya calisilmistir. Yapilan serhlerde, klasik serh metodu uygulanmistir. Bazi metinlerdeki isaret edici kelimelerin gösterdikleriyle; dini, tasavvufi yaklasimlarin yaninda, felsefi yönden de gerekli yorumlar yapilmaya gayret gösterilmistir. Böyle bir yolu izlemekteki maksat, bundan önce aralanan serhin kapisini biraz daha acmak ve genis bir anlam dünyasina sevke vesile olmaktir. Bilinmelidir ki, kavramlar alemine tasinmayan anlamlar, güdük kalmaya mahkmdur. Bu mahkumiyet, metinleri genis ve derin perspektiften görmeyi, anlamayi da sinirlar. Zira günlük iletisim diline indirgenen söylem, sanat ve edebiyattan beklenen tahayyülün sonsuz imkanini da ortadan kaldirmis olur. Bununla birlikte, gelenegin yüzyillar gecse de tükenmedigini, gelenekte bir devamliligin oldugunu ve edebi metinler araciligiyla gecmisle bugün arasinda köprü kurmak mecburiyetini düsünmek gerekir. Bu sebeple Tanzimattan sonra gelisen Türk edebiyatindan günümüze kadar klasik Türk siirinin sekil, muhteva, dil, anlatim ve ses özelliklerinden herhangi birini misralarinda tasiyan metinlerden misaller serh esnasinda verilmistir. Bu siir örneklerini vermekteki maksat, yeni Türk siiri olarak adlandirilsa da, hicbir seyin yoktan var olmadigi gibi, Cumhuriyetten bugüne gelen siirin birden bire ya da yine yokken var olmadigini göstermektir.