Bir sonbahar sabahi idi. Ta Cin hududundan Baykal gölüne kadar kuzey ve güney kitalardaki halk, agaclarin kovuklarinda, daglarin oyuklarinda, kulübelerde, cadirlarda barinan insanlar uyanmaya, izbelerin önündeki kisraklardan kimiz yapmak icin, kadinlar süt sagmaya baslamislardi. Bu sirada idi ki tan yerinden dogru parlak bir bulut koparak ta bas tarafa geldi ve orada nurdan büyük bir insan sekli aldi. Artik atlari timar etmek, davarlari gütmek icin gözlerini ovustura ovustura disariya cikanlar gögün gürlemesini isitince, bulutun siyrilip baslarinin tepesine geldigini görünce yerlere kapandilar. Dünyayi sarsan bir heybetli ses duydular. Bu nida üc defa tekrarlandi Göc Göc Göc Ve bütün bir kita ahalisinin kulaklarinda bu ihtar cinladi. Neden sonra birbirlerine soruyorlardi Gökten inen bu emri kim verdi Nereye göcecegiz Bu nida aylarca devam etti. Her hafta Cuma sabahi tan yerinden siyrilan bir bulut gögün ortasina gelir, nurdan insan sekline girer, üc defa, Göc Göc Göc diye gürlerdi.
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.