Agr , binlerce y l boyunca insanoglunun üstesinden gelmek zorunda olan bir sorun olarak daima gündemde olmustur. Modern t bb n gelisimi ile birlikte agr sadece hastal klar n belirtisi olarak degil, kendisi de bir hastal k olarak ele al nm st r. Günümüzde agr , mutlaka tedavi edilmesi gereken bir spesifik hastal k olarak degerlendirilmektedir. Agr , daima doku hasar ile birlikte ele al nmakla birlikte günümüzde bak s aç s oldukça farkl lasm st r. Doku hasar olmadan agr ortaya ç kabildigi gibi, doku hasar na ragmen agr hissedilmeyebilmektedir. Yang sal türdeki agr lar, bas agr lar , hayalet ekstremite agr lar , fibromiyaljiler hasar olmaks z n ortaya ç kan agr türleridir. Psikofizyolojik yaklas mlar, kronik agr n n gelisimde fizyolojik ve psikolojik etkenlerin birbirini etkiledigini öne sürer. Psikofizyolojik çal smalar, düsünceler, hat ralar ve duygular n fiziksel degisiklikler ve agr n n olusumunda önemli rolü oldugunu ortaya koymustur. Psikofizyolojik yaklas mlar, bilissel düzeyi degistirerek kas aktivitesi ve vasküler tepkileri etkileyebilmektedir. Özellikle bas, bel agr lar ve miyofasial agr larda kas ve damarlardaki aktivite degisiklikleri agr da azalmaya yol açar.