Eda Isler, öykülerinde, yemek masalarinda ekmek kirintilari gibi biriken sessizliklerden, hicbir renge bürünmeden gelip gecen günlerden, mecburi mesailerde ufalanan saatlerden, kalabaliklarin bir kenarinda derinden derine büyüyen öfkelerden, bir baskasina aitmiscesine yabancilanan cocukluk resimlerinden kalan tortulara dokunuyor. Kayip bir kolun agrili boslugundan, ömrün her anini kirilganlikla isaretleyen bir kamburun agirligindan ya da dile gelmeyen korkulu arzulardan damitilmis anlarin toplami, kili kirk yararak dokunmus öykülere dönüsüyor. Sirtimda kemiklerimi donduran sogugu örten bir yelek; renginden, cümbüsünden iyice karardigim, görünmezlere karistigim yedi Mehmetin yelegi. Ellerim, kollarim, etimin göründügü her yerim minciklanmaktan, patpatlanmaktan mosmor. Annem her sabah giydiriyor, gece olunca cikarip basucuma koyuyor. Gün dogar dogmaz tenime yedi ayri insan, yedi farkli renk yapisiyor, aksam olup yelekten soyununca da benden baska kimsenin görmedigi bir ben, benden disari siziyor.
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.