Hic degilse korkmuyorum yok olmaktan, var olmak kadar. Bakan, gören, anlayan, anlamlandiran kocaman bir göz; soran, sorgulayan, yola düsen, yoldan cikan, yolunu kaybetse de hep geri dönen, sessizce gülümseyen ama hic susmayan bir ic ses; ya da sadece bir ic cekis, bir nefes, bir ömür... Perdenin önüne de arkasina da bakiyor Memet Baydur öykülerinde; insan denen seyin keskin köselerini dolaniyor; esyanin tabiatini insanin tabiatiyla harmanlarken trajik olanla komik olanin belirsiz sinirinda geziniyor. Ilk kez 1995te yayimlanan Gözün Kahverengi Suyunu da iceren Bütün Öyküleri, Memet Baydurun dergilerde kalmis ya da hicbir yerde yayimlanmamis, bazilari tamamlanmamis öykülerini metinlerini sunuyor okura. Yasamak gramer midir, diye bir enayi soruya takmis aklini, iliski kurmakta güclük cekiyor. Burada önemli olan iliskiler degil, onlar zaten var. Hangi kus kendi yumurtasini yer, sorusunu bir kitabin sonunda kullanmaya cesaret edemiyor ve korkakligina sevinen, sevincine alkis tutulan birisi oluyor. Sen seyret simdi, o ki uzun ve sikici bir tekrar gibi büyük sehirlerde aci fistiklarini günese sermis bir adam eskisi olarak ayakta dursun ve bizler, bütün gecmisinin yarim kalmis kalintilari, karsisina erdem anitlari olarak dikilelim. Bunu kendine söylüyor yüksek sesle, sevgisiz ama kuskusuz da ayni zamanda. Burada önemli olan özlemler degil, onlar zaten yok.
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.