Cok degil, bundan 50 sene kadar önce tüm gidalar mevsiminde taze olarak tüketilir, kislik gidalarsa yaz mevsiminin sonunda hazirlanip kilerde saklanirdi. Bu hazirliklar sirasinda komsular birbirine yardim eder; imece usulü herkesin tarhanasi, salcasi, yufkasi, eristesi, tursusu tamamlanirdi. Zamanla toplumun yapisi degisti. Ninelerimizin yiyecekleri eski diye kücümsendi. Evde yogurt mayalamak gereksiz bir ugras, salca yapmak cok büyük bir eziyet haline geldi. Tarhana yoguran, tursu kuran neredeyse kalmadi. Gida endüstrisi siz zahmet etmeyin, benden hazirini alin diye reklam yaptikca anneler inandi. Her türlü ihtiyacini market raflarindan almaya basladi. Cocuklarina katki maddeleri, kimyasallar, boyar maddeler, parfümler, zararli yaglar ve sekerlerle hazirlanmis son moda yemekleri, reklami en cok yapilan icecekleri verdi. Bugün, bize kolaylik olsun diye sunulan endüstriyel gidalarin ayni zamanda hastalik yaptigini da ögrenmis bulunuyoruz. Anneannelerimizin tarhanasinin, tursusunun kiymetini anladik. Ama bu arada, nasil yapildiklarini da unuttuk Iste elinizdeki kitap, saglikli beslenmek adina yemek kültüründe kendi devrimini yapmaya karar verenler icin gercek ve dogru kaynaktir 40 seneyi askin bir süredir halk mutfagimiz ve yemek kültürümüz üzerine arastirma yapan Hülya Erol engin birikimini, anneanneden miras tariflerini, komsu teyzelerin mutfak sirlarini, köylerimizin usullerini paylasiyor. Bizi eski zamanlarin agac gölgeleri, üzüm asmalari, kümesten kacirilan yumurtalari, taze pismis yufkalari arasinda güzel bir yolculuga cikariyor.
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.